Haber Merkezi
Mersin Ticaret ve Sanayi Odası (MTSO) Mayıs Ayı Meclis Toplantısı Meclis Başkan Yardımcısı Ahmet Aktaş başkanlığında yapıldı. Toplantı bir süredir tedavi gören Meclis Başkanı Hamit İzol’un meclis üyelerini selamlayıp sağlık durumu hakkında bilgi verip bayramlaşmasıyla başladı. Ardından meclis üyeleri söz alarak sektörlerine ilişkin değerlendirmeler yaptı. Güven Doğan Çin’de katıldıkları fuar hakkında bilgilendirme yaparken Hasan Hüseyin İpek, Erdemli OSB’nin son durumunu aktardı. Zeki Şan, MIP ile yaşanan sıkıntıları dile getirirken Yasemin Taş, gerek Amerika pazarından beklentilerini gerekse sağlık sektöründe yaşanan sıkıntıları paylaştı.
“ASIL SORUN KOBİ’LERDE YAŞANIYOR”
Meclis konuşmasına İSO ilk 500 büyük sanayi kuruluşu listesine giren Mersin firmalarını tebrik ederek başlayan MTSO Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Sefa Çakır, büyük firmalardan öte KOBİ’lerin bu süreçte ciddi sıkıntılar yaşadığını söyledi. Büyük firmaların piyasayı istedikleri gibi yönlendirdiğini KOBİ’lerinse tüketici kredileriyle ilgili ciddi anlamda sıkıntı yaşadığını kaydeden Çakır, “Batık kredi sorunu oluştu. Bankacılık sektöründe aşağı yukarı bir yıl önce mayıs ayında 190 milyar TL gibi batık kredi vardı, bu rakam bu yıl 350 milyar TL'ye yükseldi. Bunlar daha çok KOBİ ve tüketici kredilerinden kaynaklanıyor” dedi. Bu noktada ciddi bir talep yetersizliğinin ortaya çıktığına işaret eden Çakır, Merkez Bankasının ise talep fazlası gösterip daha da fazla sıkılaşmaya gittiğini söyledi.
Enflasyonun temelinde kamusal yükler de dahil olmak üzere artan maliyetlerin bulunduğunu ifade eden Çakır sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kamu yüküne basit bir örnek vereyim. Ulusal Taşıt Tanıma Sistemi’ne 2 bin 710 lira para veriliyor. 10 aracı olan bir KOBİ, durup dururken 27 bin TL ödedi. Oysa taşıt tanıma sistemi devletin vergi artırmasını destekleyen bir sistem. Devlet bundan hiç para almaması, hatta para ödemesi gerekirken, bunu bir kamu yükü olarak bize yükledi. Bunun önüne geçilmeli.”
“ÜRETİM YAPAN FİRMALARIMIZI KORUMALIYIZ”
Türkiye’de reel kesim olarak adlandırılan üreticiler için de işlerin iyi gitmediğini belirten Çakır, “Reel kesim ülke ekonomisinin yüzde 22’sini oluşturuyor. Türkiye’deki kamunun makro bakışı, %22’nin talebi yerine, diğer büyük orana odaklanıyor. Kamu, %22’lik reel kesimi gözden çıkardı demiyoruz ama onun tepkisiyle bir politika üretmiyor, bunu görüyoruz. Ağırlıklı olarak hizmet sektörü, ticaret ağırlıklı bir ekonomik yapıya sahibiz. Bu nedenle şu anda uygulanan para politikası, yani sıkılaştırıcı para politikası devam ediyor. Üretim yapan firmalarımızı korumalıyız” dedi.
“DÜNYA YENİDEN FORMATLANIYOR”
Dünyadaki gelişmelere, Trump’ın politikalarına da değinen Başkan Çakır, sürekli uygulamaya alınıp vazgeçilen sistemler nedeniyle dünyanın yeniden formatlanmaya başladığını söyledi. Taşların yerinden oynadığını Türkiye’nin de kendisine yeni bir yol haritası belirlemesi gerektiğini kaydeden Çakır, “Artık tüm sistemler globalden yöresele kaymaya başladı. Yapay zeka çıktı bilmediğimiz çok hareket var. Yeni düzenlere göre hareket etmek zorundayız” dedi.
Çin’de de bu dönemde ticari zorluklar yaşandığını hatırlatan Çakır, Amerika’ya ürün satamayan Çin’in Türkiye’nin pazarlarına yönelmeye başladığını bu durumun Türkiye’yi olumsuz etkileyeceğini söyledi. Çin’in girdiği pazarı düşük fiyatlarla bitirdiğini hatırlatan Çakır, bu nedenle Türkiye’de Çin yatırımına sıcak bakmadıklarını aktardı.
“DOĞU VE GÜNEYDOĞU’DA YENİ YATIRIM OLANAKLARI VAR”
Terörsüz Türkiye hareketini de değerlendiren Çakır, Tunceli, Yüksekova, Hakkari gibi Doğu ve Güneydoğu illerinin çok heyecanlı olduğunu söyledi. Bu bölgede tarihi, turistik ve ekonomik açıdan olumlu gelişmeler yaşanacağına inandığını kaydeden Çakır, gerek madencilik gerek tarım ve hayvancılık açısından önemli potansiyele sahip, su kaynakları açısından zengin bu bölgelerin yatırım için değerlendirilebileceğini söyledi.