HEDİYE EROĞLU

İYİ Parti, “İhanet sürecine hayır” sloganıyla 2. Çözüm Süreci karşıtı mitinglerinin ikincisini 27 Eylül tarihinde Mersin’de yapacak. Miting öncesi kente çıkarma yapan İYİ Parti kurmayları, amaçlarını kamuoyuyla paylaştı.
Mersin Gazeteciler Cemiyeti’nde düzenlenen basın toplantısında; İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı, Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş, Mersin Milletvekili Burhanettin Kocamaz, Genel İdare Kurulu Üyesi Ali Fevzi Karaca, 27. Dönem Milletvekili Behiç Çelik, 27. Dönem Milletvekili İsmail Goncuk açıklamalarda bulundu.

GAZETECİLİK DEMOKRASİ İÇİN BÜYÜK ÖNEM TAŞIYOR

İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı, Adana Milletvekili Ayyüce Türkeş “Sizin bu anlattığınız sıkıntıları zaten Türkiye olarak hepimiz görüyoruz, üzülüyoruz. Düşüncelerinize kesin katılıyorum. Basın ve gazetecilik olmazsa zaten orada demokrasiden de bahsedemeyiz. Hani herkesin sesini bir şekilde insanlar duyması lazım. Her düşünce bir şekilde kamuoyu önünde konuşulması tartışılması lazım. Bunu da yapan en iyi yani yapması gereken yer gazeteciliktir. Ama maalesef Türkiye'de uygulamalar ters yönde ilerliyor inşallah bunu hep beraber değiştireceğiz diyorum.” dedi.

‘TÜRKİYE'DE ÇOK CİDDİ PROBLEMLER VAR’

Biz İyi Parti heyeti olarak ben Adana Milletvekili ayrıca Ayyüce Türkeş aynı zamanda Genel Başkan Yardımcısı. Sayın Mersin milletvekilimiz Burhanettin Kocamaz, üyemiz Fevzi Karacabey yine eski Mersin Milletvekilimiz Behiç Bey'le beraber 1-4 Eylül arası Adana, Mersin-Karaman'ı geziyoruz. Bu geziler malum halimiz Türkiye çok zor bir dönemden geçiyor. Her açıdan hem sosyal olarak hem ekonomik olarak bir sürü sıkıntılarımız var. İşte çiftçi üretemiyor, hayvancılık bitme noktasına geldi emeklinin problemi zaten artık hani dağ taş biliyor, bütün dünya duyuyor diyelim. Asgari ücretli geçinemiyor, sabit ücretli geçinemiyor ki sanayici de artık maalesef can çekişiyor. Yani her yerden Türkiye'de çok ciddi problemler var çok ciddi önlemler alınması önlem alınması gereken konular var. Çok ciddi üzerinde çalışılması gereken yani bir siyasilerin ve Türkiye'yi yönetenlerin el atması gereken konular varken bir anda Ekim 2024 itibaren Türkiye'nin gündemi başka bir yere çevrildi. dedi.

‘İYİ PARTİ OLARAK BİZ FARKLI BİR DURUŞ SERGİLİYORUZ’

Terörist başını barış güvercini ilan etme. Teröristleri bir şekilde işte orduya sokalım. Doktor olsun şu olsun, bu olsun diye böyle hiç elle tutulur, gözle görülür bir sebebi yani hani mantıki bir şey olmadan bir komisyon kuruldu ne yasal gerekçesi var. Ne bir dayanağı var. Hiçbir şey yok olmaması gereken bir komisyon. Hani mecliste olmaması gereken bir durum derken Türkiye çok farklı bir gündemi konuşuyor? Onu ilerleyen dakikalarda yine anlatacağım daha detaylı. Bu Türkiye'nin bu gündeminde İyi Parti olarak biz farklı bir duruş sergiliyoruz. Biz ilk andan itibaren bu başlatılan sürecin doğru olmadığını, doğru oyuncularla da oynanmadığını ve bu komisyonun kesinlikle olmaması gerektiğini bu komisyonun hem Türkiye Büyük Millet Meclisine hem de Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bekasına zarar verecek bir komisyon olduğunu yüksek sesle de dile getirdik. Bu sebepten bu komisyona girmediğinizi deklare ettik ve bu bu süreçle ilgili de milletimizle işte kucaklaşmamız gerektiğini, hasbihal etmemiz gerektiğini, bizim endişelerimizi anlatmamız, onların bize anlatması gerektiğini hep beraber bu süreçten, bu milleti çıkarmamız gerektiğini hissettiğimiz, bildiğimiz ve kendimize bunu görev edindiğimiz için, genel merkez olarak 1-4 Eylül arasında eş zamanlı Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, hariç tüm illerde saha çalışması yapma kararı aldık. diye konuştu.

‘MERSİN'DE DE CAN ÇEKİŞİYOR’

Biz de şu anda o saha çalışması sebebiyle sizlerle beraberiz. Dün Adana'daydık. Adana'da da yine işte vatandaşlarla, esnafla konuştuk, hasbihal ettik. STK'larla konuştuk. Zaten bu bölgenin en büyük problemi bizden daha iyi biliyorsunuz, yaşıyorsunuz. Çiftçi maalesef bağırıyor, can çekişiyor, üretemiyorum ben tutuyor. Bir sürü fedakarlıkla üretiyorum diyor. Benim işte maliyetimin maliyetinin hiçbir şekilde kurtarmıyor diyor sattığında. İşte bu arada tarladaki fiyat başka marketteki fiyat çiftçiliği de görünce şaşırıyor vesaire. Çiftçilik sektörü bas bas bağırıyor. Çiftçiler yardım istiyor. Emekli dediğim gibi Adana'da da can çekişiyor, Mersin'de de can çekişiyor. Pazarlar bunda da çok kötü. Orada da insanlar ki bu bölgede insanlar üretici yani. Burada aslında gıdaya ulaşımın rahat olması gerekirken buradaki vatandaş ve gıdaya ulaşmak da artık zorlanacağını öylüyor. Su susuzluk problemi yine var Adana'da da, Mersin'de de. Böyle işte ticaret odaları, odalarıyla buluştuk. Onlar sanayideki problemleri anlatıyorlar. Bu iflaslar, konkordatolar gerçekten çok etkileyici ve böyle zincirleme bir deprem yarattığını ve bir şekilde işte devletin el atması gerektiğini, onlar da yüksek sesle dile getiriyor. Çünkü sanayinin yani ekonomide faiz yükselir, enflasyon yükselir ve bir şekilde bunlara bir çözüm bulunur da sanayiye bakmaya başladı mı onu ayağa kaldırmak çok çok çok hem maliyeti çok olur hem de çok zor olur. Bunlar çok tehlikeli ve tabii ki el atılması gereken konular. Bunların farkındayız, biliyoruz ama bir de işte kendi o sektördeki insanlara da yüz yüzeyken de duymuş olduk. dedi.

ŞEHİT VE GAZİLERİMİZE SAHİP ÇIKMALIYIZ

Şehit ve gazi derneklerini ziyaret ediyoruz tabii ki. Çünkü onlar bu süreçte aslında en mağdur duygusal, mobbing altında olan insanlar. Onlar bu vatana verebilecekleri maksimum şeyi vermiş, canını vermiş, bir organını kaybetmiş. Daha yani onlardan bir şey beklemeyi ya da onlara bir şekilde bir işte rol biçmeye gerek yok. Yani bizim yapacağımız bu vatan için canını verdi. Biz de bu vatanın ilelebet muhafaza ve müdafaasını onların döktüğü kanın arkasında durup onların sızlatmamamız gerekiyor. Onun dışında bu tarz hani onların üzerinde bu tarz şeylerin yapılması tabii ki doğru değil. diye konuştu.

İYİ PARTİ 27 EYLÜL'DE MERSİN'DE MİTİNG YAPACAK

Bursa'da birinci vazifem diye bir miting yaptık Türkiye çaplı bir miting. Bu mitinglerimiz devam edecek. İnşallah ikincisi de 27 Eylül'de Mersin'de olacak. Şehir Mersin tabii ama tüm Türkiye ilk başta Çukurova olmak tüm Türkiye bu mitinge katılacak. Biz işte Türk milletinin bu süreçten, özellikle bu işte terörsüz Türkiye olarak süsledikleri bu süreçten rahatsız olduğunu, endişeli olduğunu ve bu konuda gerçekten can simidine ihtiyaç duyduklarını bize de o konuda güvendiklerini biliyoruz bize talep de geliyor. Biz de bu talepler doğrultusunda vatandaşın milletin sesini yükseltmek üzere bu saha çalışmalarımıza ve işte mitinglerimize daha fazla hız verip, daha çok organize edeceğiz. Maalesef dediğim gibi bu hani konuşacak çok problem var da bu problemleri halletmek nasıl halledeceğiz? Bizim çok Politikalarımız ne? Bunları anlatmak tabii ki çok önemli. Ama tabii bir bunları yaşayacağımız, çözeceğimiz bir vatanımız olursa bunları önemli. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş değerli sigortalarıyla oynanıyor günümüzde. Şu anda Türkiye Cumhuriyet tarihinin en zor günlerinden geçiyor, görüyoruz bunu. Her geçen gün de daha zora gidecek adımlar atılıyor. İşte en son bu CHP'nin İstanbul Kongresi'nin iptal edilmesi de bu cümle içinde değerlendirilmesi gereken şeyler. Bunların hiçbiri kabul edilebilir şeyler değil. Bir defa hukuk devleti olmadan bir devlet hiçbir şekilde ne ekonomisi düzelir, ne demokratikleşir, ne gelişir, ne oradaki insanlar mutlu olur. Bu kabul edilemez bir şeydir yani. Bir devletin dini adalettir diye hani böyle klişeleşmiş bir bildiğimiz şey var ve burada çok doğrudur. Gelişmiş Ülkelere baktığımızda da hepsi ciddi hukuk devletidir. ifadelerini kullandı.

‘TÜRKİYE'DE BİR TERÖR PROBLEMİ VAR’

Onun dışında bu Türkiye'de evet bir terör problemi vardır. Türkiye bu terör problemini de çözmüştür aslında. Süleyman Soylu kendi İçişleri Bakanları içeride işte 70-80 terörist var. Hepsinin ayakkabı numaralarına kadar biliyorum kendi bizatihi beyanat vermiştir. Türkiye bu terörle mücadelesini de şanlı Türk ordusu ve emniyet güçleriyle beraber yapmıştı. Ve onların başarısı da dünyada savunma dersleri olarak da okutulmaktadır. Yani örnek olarak gösterilmektedir. Bu durumdayken niye bu güçlerin bu başarısı, bir terörist başına mal edilmek istenmektedir ya da ona onun başarısıymış gibi göstermek istememektedir. Anlaşılamamaktadır. İkincisi de hiçbir devlet, bir terörist başıyla muhatap olup, anlaşma imzalayıp, bu terör problemini çözmemişti. Kaldı ki hani hep diyorlar zaten bugün Sayın Bahçeli de beyanat verdi. İşte biz dedik hepsi beraber bırakacak. PKK ve türevleri ama YPG'den açıklamalar geliyor tabii. İşte hatta Pervin Buldan açıklama yaptı dün galiba. açıklama yaptı. Diyor ki bizim için diyor işte Rojava bölgesi Kırmızıçizgim için Abdullah Öcalan da bunu söyledi diyor. Bizim kırmızıçizgimiz dedi diyor. Şimdi yani bunlar gerçekten hani bir şey olacak ne denir? Ona şey var ya ağam benle dalga geçiyor şeyine geçtiler. Bu böyle yani herkes ilk günden beri biz bunların böyle olacağını durumun böyle olduğunu söyledik. Biz hani kehalet sahibiyiz. Vizyonumuz çok iyi açısından değil. Bu aklı olan her insanın gördüğü şey. Hani iki kere iki dört. Bu bir gerçek sen bunu kabul etsen de etmesem de bunu beş, altı, yedi olarak göstermeye çalışsan da dört olduğunu eninde sonunda anlarsın. Nitekim şimdi zaten bunlar, bunların böyle olacağı belliydi. Orada kurulmak istenen dört kanton, dört şey dört kantonlu bir Kürdistan'dan bahsediliyor. Bir planları var. Bunların adımları atılıyor. İşte Kuzey Irak'ı hallettiler. Suriye'yi hallediyorlar. Zaten Gazze'deki durum ortada İsrail bizim kapımıza kadar dayandı. İran durumu ortadayken Türkiye'de böyle bir bunlara ön açacak çalışmalar yapıyorsun. Bunların temsilcilerini ön açacak çalışmalar yapıyorsun. dedi.

‘BÖYLE SİLAH BIRAKMA MI OLUR’

Gidiyorsun orada silah bıraktılar diye otuz tane silahı adamlar yakıyor. Ondan sonra yine terörist kıyafetleriyle mağaralara gidiyor. Ne oldu? O silahların ne olduğu belli değil. Hangi askere numarası böyle silah bırakma mı olur? Yani ayrıca beş tır Amerika oraya silah gönderdi. Yüz milyarlarca dolar para yardım peki bu silahlar nerede? Bu beş bin tır var. Bu silahlar nerede? Ne oldu? bunları kim bırakacak? Niye bırakacak? Orada yüz bin kişilik bir olduğundan sonra da bu ordu ne oldu? O mazlum hattıyla anlaşma imzaladı. Nasıl oldu bu iş? Şimdi çıktılar diyorlar ki bizim diyorlar Ademi Merkeziyetçi Suriye'de şey olmazsa biz burada özerklik ilan edeceğiz diyor. Bu ne demek? Türkiye'nin oraya müdahale etme zorunluluğu doğacağı anlamına geliyor. Hani pazarlık hiç yoktu? Yani hiç pazarlık yoktu. Siz halletmiştiniz. Siz bırak demiştiniz. Bunların hepsi bırakacak. Bu adamlar şimdi niye böyle açıklamalar yapıyor? ki cumhurbaşkanlığı yönetim sistemiyle yönetiliyoruz artık. İstese Cumhurbaşkanı zaten terörist başını şu anda da bırakır. Yani kimseye sormasına gerek yok ve komisyon gidecekmiş efendim. Pervin Hanım öyle söylüyor bugün gidecekmiş, görüşecekmiş. Çünkü masanın bir başında İmralı varmış. O olmadan onun onayı olmadan onunla görüşülmeden bu işler yürümezmiş. Yani böyle bu akıl alacak bir şey değil. Bunun içine Maalesef işte Ak Parti'nin küçük ortağını baş aktör yapmaya çalışıyorlar. Hepinizin hatırlayacağı üzere 1999’da Abdullah Öcalan teslim edildiğinde idam edilmedi. Onun kaldırılması da yine bu aynı kişilerin olduğu hükümet tarafından kaldırıldı. Adam çıktı meclise çağırıyor. Terörist başını. Meclis'e nasıl gelecek tutuklu bir adam? Affedilecek. affedilmesi için bunun ne olması lazım? Bu AİHM'e göre 25 yıl sonra yani tutuklandıktan 25 yıl sonra yani 1999’a 25 ekliyoruz 2024 oluyor. Umut hakkı konuşulması lazım. Hem bizim kendi Genel Başkan Yardımcımız Cenk Bey’de bunu çok açıkladı. Bahçeli'nin meclise çağırmadan önce Dem parti 200 küsur ya da 100 küsür umut hakkıyla ilgili şey veriyor meclise Kanun teklifi veriyor. Ne tesadüf. Ondan hemen sonra bu adam meclise çağrılıyor. Meclise nasıl gelecek? Tabii ki affedilecek. Ondan sonra adamın istedikleri tek tek oluyor. Bu komisyon da o istedi. Bizim bir problemimiz yok. Kürt, Alevi biz hep beraber yaşayan bir toplumuz. İç içe geçmiş bir toplumuz. Bir beton gibi birleşmiş bir toplumuz. Ve anayasa ne diyor? Anayasanın 66. maddesi. Bu devlete vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkes Türk'tür diyor. Yani bizim tanımımız bu. Böyle herkesi bu hakkı vermişken, böyle bir geniş hak vermişken yine küçük ortak diyor ki, Cumhurbaşkanı'nın yardımcısının diyor, biri Alevi olsun diyor, biri Arap olsun diyor. Niye? Hani neye göre bileceğiz yani biz adam Arap mı, Alevi mi? Böyle bir şey mi var? Envanter mi var elimizde? Böyle bir ayrım yapıyoruz ya da böyle bir bölüşme mi var bizim elimizde? Yani adam Aslında insanları verinin şartları onların elinden geri alıyor. Yani Egeli adam Cumhurbaşkanı hiç olamayacak mı bu durumda? Ya da ne bileyim İç Anadolu'dan kimse olmasın bu cumhurbaşkanı yardımcısı bu. Neye göre bir kriter yani? Sana bu hakkı kim veriyor? Neye göre böyle ayrıştırıyoruz? Ayrıştırmaya çalışıyoruz. Bir beton olmuş Türk milletinin balyoz bunlar balyoz olmuş yıkmaya çalışıyor ama tabii ki muvaffak olamayacaklar. Zaten bugünkü açıklamalar ve siyasette olan gelişmeler de bu komisyonun çok yakın zamanda zaten çok şey olmayacağı belli. İnşallah Türkiye ve Türk milleti çok bedel ödemek zorunda kalmaz Çünkü bu teröristlerin ve terörist sevicilerin beklentilerini çok yükselttiler. Artık herkes böyle ayrı bir şey içinde bakalım inşallah ama Türk milleti büyük bir millet. Her şeye rağmen Türk ordusu, Türk emniyet güçleri de büyük işler başarmış. İnsanlar her şeyin farkında inşallah hep beraber bu ihaneti de atlatacağız ve inşallah bu yönetimi de değiştireceğiz. Bu rejim değişikliği de hiç Türkiye'ye uymadı yani. Olmadı. Olmayacağı baştan belliydi. İyi Parti'nin aslında kurulma sebeplerinden en önemlisi de buydu. Güçlendirilmiş parlamenter sistem önemini ve ona dönülmesi gerektiğini hala daha söylüyoruz. Çünkü Cumhurbaşkanlığı yönetim sistemi gerçekten koskoca ülkeyi bir adamı yönettiriyor. Bu yani insanüstü bir şey. Olacak bir şey değil. Kurumlar yok artık. İşte devlet hafızası yok artık. Denetleme ve dengeleyen yok. Yani gücü denetleme ve dengeleme olmazsa şimdi denetleyen de aynı kişi. Dengeleyen de aynı kişi. Eee nasıl olacak o zaman bu? olmayacak yani. Sistem batacak. Nitekim battı artık tutmuyor bu sistem gitmiyor. Bu yüzden de bu yönetimin değişmesi lazım. Hem bu rejimin değişmesi lazım. Biz de İyi Parti olarak ilk günden beri bunun farkındayız. Kadrolarımızla siyaset yarattığımız politikalarla projelerimiz de zaten bu devleti, bu milleti yönetmeye hazırız. İnşallah da bu millet bize bu sefer bu yetkiyi verecek. Ona inanıyoruz. O da olacak. Türkiye dediğim gibi tek duamız çok fazla bedel ödemesin. Zaten yeteri kadar ödedi. Bu yaşanan bu hukuksuzluk, bu işte ne diyeyim? Dikta rejimi gibi göstergesi yapan hareketler ve işte Türkiye'nin sürüklendiği bu bölünme, parçalanma durumundan da inşallah bir an evvel kurtulsun diyorum.” diye konuştu.