HEDİYE EROĞLU
Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından hazırlanan ve önceki gün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği'nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğe muhasebeciler ve mali müşavirlerden tepki geldi.
Mersin Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavirler Odası (Mersin SMMMO), Mersin Defterdarlığı önünde toplanarak 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği’nin geri çekilmesini talep etti. Yüzlerce oda üyesinin katıldığı açıklamayı Mersin Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası Başkanı Emin Levent Türkili okudu.
“TEBLİĞ GERİ ÇEKİLMEZSE YARGIYA TAŞINACAK’
“Tebliğ ile Türk vergi sistemine telafisi mümkün olmayan bir yara almıştır” diyen Türkili,
tebliğin geri çekilmemesi halinde yargıya taşınacağını söyledi.
Muhasebe ve beyanname süreçlerinin mali müşavirlerin işi olduğunu belirterek, esnaf odalarına verilen yetkinin vergi eşitliği ve bütçe disiplini açısından ciddi riskler barındırdığını ifade eden Türkili, düzenlemenin geri çekilmemesi halinde TÜRMOB'un hukuki tüm yolları kullanacağını ve mesleki düzeni korumak adına gerekli adımların atılacağını vurguladı.
“Vergi sistemimizin temel amaçlarından birisi, adil, şeffaf, izlenebilir, sürdürülebilir mali yapının tesis edilmesidir” diyen Levent Türkili, “Bu yapının güçlenmesi için basit usule tabi mükelleflerin gerçek usule geçirilmesinin gerekli olduğu meslek camiamız tarafından öteden beri ifade edilmiş ve bu yolda yapılan çalışmalar Birliğimizce desteklenmiştir. Gerçek usule geçiş, belge düzeni, defter tutma ve beyan sisteminin güçlenmesini sağlamakta; mali verilerin sağlıklı ve doğru üretilmesi, kamu gelirlerinin sürdürülebilirliği açısından önem arz etmektedir.
Bu gereklilik ve önem nedeniyle 8/9/2025 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde bulunan ve nüfusu otuz bini geçen ilçelerde anılan kararnamede belirtilen faaliyetleri yürüten mükelleflerin 01/01/2026 tarihinden itibaren basit usulden çıkarak gerçek usulde vergilendirilmeleri kararlaştırılmıştır.
Bu gereklilik ve önem nedeniyle 8/9/2025 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile Büyükşehir Belediyesi sınırları içerisinde bulunan ve nüfusu otuz bini geçen ilçelerde anılan kararnamede belirtilen faaliyetleri yürüten mükelleflerin 01/01/2026 tarihinden itibaren basit usulden çıkarak gerçek usulde vergilendirilmeleri kararlaştırılmıştır.
“KENDİ İÇERİSİNDE ONLARCA BELİRSİZLİK İÇEREN HUKUKA AYKIRI BU YETKİLENDİRMENİN NASIL BİR AMACA HİZMET ETTİĞİNİ ANLAMAK MAALESEF MÜMKÜN DEĞİLDİR”
Ne yazık ki, 13 Aralık 2025 tarihinde yayımlanan 586 sayılı Vergi Usul Kanunu Genel Tebliği ile anılan kararname kapsamında 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilecek olan mükelleflerin, işletme hesabı esasına göre vergilendirildikleri süre zarfında defterlerinin bağlı oldukları meslek odaları/birlikler tarafından tutulmasına ve beyannamelerinin bu Odalar tarafından da gönderilebilmesine izin verilerek atılan olumlu adımların daha da gerisine gidilmesine sebebiyet verilmiştir.
Hiçbir hukuki ve teknik gerekçe ile açıklanmayacak ve kendi içerisinde onlarca belirsizlik içeren hukuka aykırı bu yetkilendirmenin nasıl bir amaca hizmet ettiğini anlamak maalesef mümkün değildir.
Ülkemizde, mevcut krizden çıkış için ‘kayıt dışılıkla mücadele’ ve ‘bütçe disiplini’ ihtiyacı ortadayken ve bu kapsamda birçok mükellef ağır vergisel ödevlere katlanmak zorunda kalırken, kayıt dışılığı körükleyecek ve vergi sistemimizde gedikler açacak bu nevi uygulamaların kamuoyunda yeterince tartışılmadan ve istişare edilmeden yürürlüğe sokulması, bu mücadeleleri ve çabaları anlamsızlaştırmaktadır.
Muhasebe, finansal raporlama ve beyanname birbirinden ayrılamayacak bütünlüktedir. Muhasebe yapmak, mali tabloları hazırlamak, gerçek ve doğru mali verileri sağlamak, denetlemek, raporlamak ve beyanname vermek, dünyanın her yerinde olduğu gibi ülkemizde de mali müşavirlerin işidir. Mali müşavirlik bütün bu konularda güvence veren, sorumluluk alan ve hesap veren meslektir. Hiçbir teknik bilgisi olmayan ve oy kaygısıyla hareket edebilecek olan esnaf odalarına veya birliklerine muhasebe ve vergi konusunda yetki verilmesi, aslında kapsama yeni alınan bu mükelleflerin Mali İdare karşısında başıboş ve denetimsiz bırakılması dışında hiçbir anlam ifade etmemektedir. Bu meslek odalarında mali müşavir çalıştırma şartı getirilmesi olayın hukuksuzluğunu ve ciddiyetsizliğini örtmeye yetmemektedir.
“HİÇBİR ŞEKİLDE KAMU YARARI YOKTUR VE ÜLKESİNİ SEVEN HER YURTTAŞIN BUNA KARŞI DURMASI GEREKMEKTE”
Bu mükellef grubuna ayrıcalık tanınması vergide eşitlik ve adalet ilkesine aykırıdır. Bu durum, kayıt dışılığın artmasına, vergiye gönüllü uyumun azalmasına, vergi gelirlerinin azalmasına ve ayrı bir disiplin olan muhasebe ve denetim mesleğinin tahrif edilmesine neden olmaktadır. Bu ise; eğitim ve sağlık gibi kamu hizmetlerinin yürütülmesi, emekliye zam yapılması, işçinin asgari ücretine devlet desteği verilmesi gibi konularda bütçede yeterli kaynak bulunamamasının nedenleri arasına girecektir. 2026 Bütçesinin Mecliste tartışıldığı günlerde bu tebliğ tam bir garabet olmuştur. Bu sebeple, anılan düzenlemede hiçbir şekilde kamu yararı yoktur ve ülkesini seven her yurttaşın buna karşı durması gerekmektedir.
BU SORULAR YANIT BEKLİYOR
Üyelerine şirin gözükmek için Türk Vergi Sisteminin yerle bir edilmesini talep edenlerin ve karar vericileri yeteri kadar bilgilendirmeyip bu çarpıklığa izin verenlerin şu sorulara cevap vermesi gerekmektedir. Esnaf odalarının yöneticileri, yanlış tutulan muhasebe kayıtlarından ve gerçeğe aykırı beyannamelerden tıpkı meslek mensuplarımız gibi tüm mal varlıkları ile sorumlu olacak mıdır?
Mükelleflerin sahte belge düzenleme ve kullanma fiillerinde bu odaların yöneticilerine iştirak ve vergi suçu raporu yazılacak mıdır? Hiç değilse bu yöneticilerin bir disiplin sorumluluğu olacak mıdır?
Gerçek usulde vergilendirilecek bu kadar mükellefin muhasebesi hangi teknik altyapı ve bilgi ile odalar tarafından tutulacaktır? Bu esnafların mevzuatta yer alan yükümlülüklere uyup uymadıkları kim tarafından kontrol edilecektir? Örneğin bir mükellefe vergi idaresinden izaha davet yazısı geldiğinde bu mükellefin müşavirliği Oda tarafından yapılacak midir? Doğru yönlendirmeler yapılmadığında esnafın uğrayacağı zararın sorumlusu kim olacaktır?
Esnaftan muhasebe ücretini odalar toplayacağına ve bu durumda Kurumlar Vergisi Kanunu uyarınca iktisadi işletme oluştuğuna göre, kuruluş amaçlarına aykırı olarak devasa muhasebe ofislerine döndüreceğiniz bu meslek odalarından kurumlar vergisi beyannamesi istenecek midir?
İşi ehline bırakmayı şiar edinmek gerekir iken, liyakati olmayan kişi ve kurumlara iş yaptırmaya kalkmak hangi bilim, felsefe ve inanış ile bağdaşmaktadır?
‘KAMU İDAREMİZ, NE ZAMAN HER TÜRLÜ MALİ POLİTİKAYI SAHADA UYGULAYAN MUHASEBE CAMİASININ HAYRINA VE LEHİNE BİR İŞE İMZA ATACAKTIR?’
Ve belki de en acı soruyu şöyle sormak gerekmektedir. ‘Kamu idaremiz, ne zaman her türlü mali politikayı sahada uygulayan muhasebe camiasının hayrına ve lehine bir işe imza atacaktır?’
Unutulmamalıdır ki muhasebe meslek mensupları tüm mükelleflerin yanı başındadır ve siyasi bir etki değerlendirmesi yapılacak ise bu camia en başta göz önünde bulundurulmalıdır.
TÜRMOB, Odalar ve 135 bin kişilik meslek camiası olarak vergi sisteminde onarılmaz hasarlar açacak bu düzenlemelerin yürürlükten kaldırılmasını talep ediyoruz. Bu düzenlemenin yürürlükten kaldırılmaması halinde her türlü hukuki mücadeleyi sürdüreceğimizi, akıl ve mantığın almadığı bu çarpık uygulamanın destekçisi olmaya tevessül edecek meslek mensupları hakkında da her türlü tedbiri alarak mesleki düzeni sağlayacağımızı buradan kamuoyuna ilan ediyoruz” diye konuştu.