HEDİYE EROĞLU

Halk yararına gerçekleri yazmakla yükümlü gazetemiz, önceki gün demokrasiye yakışmayacak bir olaya şahit oldu. Gazetemiz önüne gelen kimliği belirsiz bir grup maskeli genç “Yalan haber yapmayın artık” sloganları atarak, “Bu daha başlangıç” tehditleri savurdu.

Yaşananlara kınama yağdı. Kent gazetemize destekte birleşirken olayın faillerinin yakalanması için güvenlik güçlerince adli süreç başlatılacak.

BAŞKANLARDAN TEPKİ

Mersin Valiliği yetkilileri konuyla ilgili olayın takipçisini olduğunu bildirerek, gazete yetkililerine geçmiş olsun dileklerini iletti. Ayrıca Mezitli Belediye Başkanı Neşet Tarhan ile Yenişehir Belediye Başkanı Abdullah Özyiğit de gazete yetkilileri ile yaptıkları görüşmelerde geçmiş olsun dileklerinde bulunarak, özgür basına yönelik bu saldırı, baskı ve sansür girişimine tepki gösterdiler.

“GAZETECİLİK SUÇ DEĞİL, GÖREVDİR”

Mersin Barosu Başkanlığı yayınladığı kınama ile olaya tepki göstererek, özgür basına sahip çıktı. Baro’nun açıklamasında; “Mersin’de siyasi gazete olarak yayın hayatını sürdüren Mersin Haberci Gazetesi’nin, kimliği belirsiz kişiler tarafından sözlü saldırıya uğradığını ve tehdit edildiğini üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız.

Gazeteciler, halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için kamu görevi yapmaktadır. Gazetecilere görevleri nedeniyle yapılan saldırı ve tehdit, halkın haber alma özgürlüğüne, basın özgürlüğüne bir saldırıdır. Basın özgürlüğünün olmadığı bir toplumda demokrasiden söz etmek mümkün değildir.

Gazetecilerin görevlerini hiçbir baskı altında kalmadan ve saldırıya uğrama riski olmadan yapmaları gerekirken, bu tarz saldırılara karşı karşıya kalması kabul edilemez. Gazetecilik suç değil, görevdir.

Mersin Barosu olarak, Haberci Gazetesi yönetimine ve çalışanlarına geçmiş olsun diliyor, yapılan saldırıyı kınayarak, sorumluların en kısa sürede yakalanıp, hak ettikleri cezayı almalarını talep ediyoruz” denildi.

“HALKIN HABER ALMA VE GERÇEKLERİ ÖĞRENME HAKKINA YÖNELİK SALDIRI”

Mersin Gazeteciler Cemiyeti (MGC) de, yazılı bir açıklama yaparak. Olayı kınadı. Açıklamada, “Kamuoyunun haber alma hakkı için zor şartlarda görev yapan gazeteciler her dönemde baskılara, fiili veya sözlü saldırılara hedef olmaktadırlar. Demokrasi farklı görüşlere tahammül etme rejimidir.

Basın özgürlüğünün olmadığı bir toplumda demokrasiden söz etmek mümkün değildir. Gazetelerin ve gazetecilerin hedef gösterildiği bir ortamda toplumsal barış sağlanamaz.

Mersin Gazeteciler Cemiyeti yönetim kurulu olarak, Haberci Gazetesi’ne yapılan tehdit ve saldırıyı kınıyoruz.

Basına yönelik saldırılar direkt halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkına yönelik saldırılardır. Basın ve düşünce özgürlüğünü benimsemekte zorlanan kişiler gazeteleri ve gazetecileri sürekli hedef göstermekte bu tip saldırılarda önemli rol oynamaktadırlar.

Haberci Gazetesi yönetimine ve çalışanlarına geçmiş olsun diliyor ve sorumluların bir an önce bulunmasını istiyoruz” denildi.

HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILACAK

Ayrıca başta okurlar olmak üzere çok sayıda emek ve demokrasi örgütü ile sivil toplum kuruluşu da gazeteyi bizzat ziyaret ederek veya telefonla ulaşarak, destek mesajlarını ilettiler. Mersin özgür basın için Haberci Gazetesi’ne tam destek vererek, sahip çıkarken olayın faillerini yakalanması için gazete yetkilileri hukuki süreç başlatacaklarını açıkladılar.

BU CESARETİ NEREDEN ALIYORLAR?

Daha önce de pek çok defa baskı ve sansüre maruz kalan gazete geçmişte de çok acı tecrübeler yaşadı. Burhanettin Kocamaz’ın Büyükşehir Belediye başkanlığı döneminde hedef haline getirilen gazete, Büyükşehir koltuğuna CHP’li Vahap Seçer gelse bile hedef olmayı sürdürdü. Geçen sene gazetemizin meclis toplantı salonu içerisinde görüntü alması CHP Gençlik Kollarınca engellenmek istenirken, sonrasında sistematik hale gelen baskılar bizzat yöneticiler tarafından çekinmeden yapılır hale geldi. Son olarak geçtiğimiz aylarda Başkan Vahap Seçer gazetecileri meclisten kovarak, görev yapmalarını engellemeye kalktı. Bu ve bunun gibi eylem ve uygulamalar gazetemize yapılmak istenen saldırı girişimine zemin hazırlarken, gerçeklerden uzak ve olayı saptırmaya yönelik açıklamalar sorunun daha büyük bir kaosa sürüklenmesine neden oluyor. Türkiye basın özgürlüğü alanında giderek daha çok gerileyen ülkeler arasında yer alıyor.