Düşündü birdenbire kayalardaki adam
kaynakları ve yolları düşman elinde kalan bütün nehirleri
Kim bilir onlar ne kadar büyük
ne kadar uzundular?
Birçoğunun adını bilmiyordu
yalnız, Yunan'dan önce ve Seferberlikten evvel
geçerdi Gediz'in sularını başı dönerek.
Dağlarda tek tek
ateşler yanıyordu
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saati sordu.
Paşalar: "üç" dediler,
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
İnce, uzun bacakları üstünde yaylanarak
Ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe'den Afyon ovasına atlayacaktı.
Nazım Hikmet
**
Ve 101 Yıl oldu büyük şair Nazım Hikmet bu ölümsüz dizeleri yazdı.
Bilenlere, anlayanlara bir tarihi, bir ulusun yok oluştan, varoluşa dönüşünü
anlatır.
Bilmeyenlere, anlamayanlara, anlamak istemeyenlere Nazım Hikmet’in bu
ölümsüz dizeleri bile bir şey anlatamadıysa elden bir şey gelmez.
Bugün 28 Ağustos, taarruzun üçüncü günü.
9 Eylül’de İzmir’in dağlarında çiçekler açacak.
Kutlu olsun.
**
Sevdiğim Laflar:
“ÖĞRENMEYE AR OLMAZ!..”