Siyasiler için söylüyorum;
Yerel seçimler zordur.
Aday olabilmek için önce kendi partini ikna edeceksin.
Adaylık biletini kaptıktan sonra sokağa inip daha önce farkına bile varmayıp yanından yürüyüp geçtiğin insanların “seçmen” kimliği ile tanışacaksın.
Bu ilk şoktur muhterem aday için.
Trafikte yol vermediği, kaldırımda farkına varmadığı, hiçbir ortak sosyal etkileşimde bulunmadığı yığınların karşısına çıkıp vaatler vermeyi ve onlardan oy istemeyi başarabilmek çok zor bir iştir.
Bu şoku çabuk atlatan aday hep bir adım öndedir.
Gerisi adayın ferasetinde ve partisinin gücüne kalmıştır.
Bizim yamalı demokrasimizin bugüne kadar şahsıma öğrettiği değişmez siyasi kurallar dizisi böyle başlar.
İkinci adım bizler içindir.
Gazetecilerden veya kendisine gazeteci kıyafeti uydurup önemli adam süsü veren tiplerden söz ediyorum.
Bizim sektör bu açıdan bereketlidir.
Kasteci tabir edilen bu tipler için özellikle Mersin’imizin havası da, suyu da çok müsaittir.
Biçildikçe baş verip çoğalmalarında sektörün ve kentin kanaat önderlerinin bu ılıman iklimi yaratmalarının da önemli payı vardır elbette.
Haliyle adayların bizim sektörün cevval temsilcileri ile seçim startı verildiğinde buluşmaları da kaçınılmazdır.
Açık söyleyeyim bu işin bana da koyunlara da bir zararı yoktur.
Benim için işin ilginç yanı gazetecilerin muhterem adaylardan daha çok çalışmaları olmuştur hep.
Bizim mahallenin gazetecilerini anlarım.
Yaşadığı şehri yönetmesi için seçilecek adaylar arasında birilerini seçme hakkına sahiptir neticede.
Garip olan ulusal lakaplı gazetelerde yazıp çizen bazı gazetecilerin Mersin üzerine güzelleme yapmalarıdır.
Ve nedense hep hali hazırda başkanlık koltuğuna oturanlara yapılır bu güzellemeler.
Sebebi ne kadar hissidir bilmem.
Ama yakışıksızdır.
Örnek vereyim;
Ruhsatsız, kaçak, üstelik kiralık bir yapıyı belediye sarayı yapmaya kalkan,
Kaçak kat çıkan, kamuyu zarara uğratıp, hesap vermekten imtina eden bir ismi korumanında ötesinde başarılı göstermeye çalışmak için taa Ankara’lar dan yazılar yazmak nasıl bir histir.
Kaçak yapıyı yazmaz da, yapanın boyunun güzelliğini yazar!.
Kibarca yazayım,
Yakışıksızlığın dışında mesleki dezenformasyonun cüzdan ile buluşmasını gösteren çok hissi ve ticari bir durumdur yaşadıklarımız.
Üzücü ve affedilmeyecek tarafı ise Mersinli seçmeni aptal yerine koyup kandırmaya çalışmaktır.
Ben az söyledim;
Siz çok anlayın gari..
**
Sevdiğim Laflar:
“ZIRVA TEVİL GÖTÜRMEZ!..”