Hediye Eroğlu

Sinop Nükleer Güç Santrali (NGS) için verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararının iptali için açılan davada yeni bir gelişme yaşandı. Samsun 2’nci İdare Mahkemesi, 15 kişilik bilirkişi görevlendirilmesine ve 24 Nisan’da keşif yapılmasına karar verdi.

Mahkeme, bilirkişi heyetinden, proje için verilen ÇED kararının uygulanabilirliği ve usulüne uygun hazırlanıp hazırlanmadığı, proje alanının doğal özellikleri, bitki örtüsünün özellik arz edip etmediği, toprak yapısı, proje alanının heyelana olan duyarlığı, proje sahasının yerleşim yerlerine uzaklığı, projenin uluslararası kriterlere uygunluğu, projeden kaynaklanabilecek çevresel etkiler konusunda rapor düzenlemelerini talep etti.

‘MİLLİ GÜVENLİK TEHDİDİ’

Cumhuriyetçi Vatanseverler Partisi (CVP) Genel Başkanı ve Doğu Akdeniz Çevre Dernekleri gönüllü avukatı İsmail Hakkı Atal’dan mahkeme kararına ilişkin açıklama geldi.

ÇED sürecinin hukuksuz ve kanunsuz yürütüldüğünü belirten Atal, Sinop Nükleer Santral projesi hakkında “Akkuyu’dan sonraki ikinci büyük halk sağlığı ve milli güvenlik tehdidi” ifadelerini kullandı.

Atal, ÇED raporunun iptali için 12 Ekim 2020’de dava açtıklarını, davayı açmadan önce 6 Şubat 2018’deki halkın katılımı toplantısına alınmadıklarını hatırlatıp yaşananlara “Her şeyin göstermelik ve şekli olarak yürütüldüğü AKP Yeni Türkiye Yüzyılı” diyerek tepki gösterdi.

‘DİKKAT ÇEKEN NOKTA…’

Atal, sürece ilişkin şu bilgileri verdi: “Keşif ve bilirkişi incelemesi için tayin edilen 15 kişilik bilirkişi heyetinden 7’si Akkuyu Nükleer davasında aleyhimizde rapor düzenlemiş olan bilirkişi heyetinden seçilince bilirkişileri YÖK’e görevi kötüye kullanmaktan şikayet etmiş ve aramızda husumet olunca da Sinop bilirkişi heyetini reddetmiştik. Ancak mahkeme aynı bilirkişi heyetiyle keşif yapmış, fakat YÖK’e şikayet ettiğimiz bilirkişi heyeti lehimize rapor vermişti.

2017’den itibaren AKP’li avukatların ‘avukatlıktan hakimliğe geçiş sınavıyla’ hakim yapıldığı AKP’nin Yeni Türkiye Yüzyılında, Samsun 2. İdare Mahkemesi bilirkişi raporu lehimizde olmasına rağmen davayı reddetmişti.

Temyiz üzerine Danıştay kararı bozdu ve 24 Nisan’a keşif günü verilen yargılama tekrar başladı. Dikkat çeken nokta ise 2 Temmuz 2024’te keşfi yapacak hakimin görevlendirmesi yapılmasına rağmen aradan 9 ay geçtikten sonra keşif günü verilmesi…”

‘HİÇBİR KARASAL ALAN NÜKLEER SANTRAL KURMAK VE İŞLETMEK İÇİN GÜVENLİ DEĞİL’

6 Şubat 2023’te Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerde 53 binden fazla kişinin hayatını kaybettiğini, 13 Şubat 2024’te 60 milyon ton zehirli atığın çöktüğü İliç faciasını, Akkuyu Nükleer Santral sahasını da tehdit eden Santorini Yanardağı’nı ve bölgedeki deprem hareketliliğini anımsatan Atal, “Gezegende hiçbir karasal alanın nükleer santral kurmak ve işletmek için güvenli olmadığı kesindir” ifadelerini kullandı.

“DEPREM BÜYÜKLÜKLERİNİN ARTTIĞI İSPATLANDI”

İsmail Hakkı Atal, sözlerini şöyle sürdürdü: “Diğer yandan Türkiye’deki aktif fay hattı sayısı, yüzölçümü Türkiye’nin 5 katı olan Avrupa kıtasından 3 kat fazladır. Bilim insanları iklim değişikliği süreci şiddetlendikçe fay hatları üzerindeki deprem büyüklüklerinin de arttığını bilimsel verilerle ispatlamışlardır.

İklim değişikliğinin yarattığı jeolojik-hidrolojik-klimatolojik destabilizasyon nedeniyle dünyada hiçbir kara parçası nükleer santral kurmak-işletmek için güvenli olmadığı gibi en güvensizi de Türkiye’dir.

Bütün bunların yanı sıra Türkiye’yi küresel-sömürgeci-kapitalist-emperyalist ülkelerin ve şirketlerinin işgaline açan AKP hükümeti, nükleer santralleri yabancı şirketlere teslim etmek konusunda özel bir gayret sarf etmekte ve milli güvenlik tehdidi yaratmaktadır.

“MÜCADELEYE DEVAM EDİYORUZ”

Dünyada ulusal sermayesine ait olmayan ve başka bir ülke topraklarında yabancı bir devlet şirketinin sahip olduğu ilk ve tek nükleer santral olan milli güvenlik tehdidi Akkuyu’dan sonra, AKP hükümeti Sinop için de dışarıda yabancı ülke şirketi aramaktadır.

Sömürgeci-kapitalist emperyalizme karşı savaşımızda büyük önder-evrensel önderimiz Atatürk’ün ‘Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır, ben hiçbir zaman umudumu yitirmedim’ sözünü şiar edinerek; AKP Türkiye’yi çökertmeden önce AKP gidene kadar memlekete zaman kazandırmak için dava açtığımız mahkemelerin hakimlerinin AKP’li olduğunu bilerek mücadeleye devam ediyoruz.”