İstanbul’da yaratılan CHP merkezli siyasi depremin ilk şokları atlatılıyor yavaş yavaş.

    Ancak artçıları sürecek.

    Üstelik artarak.

    CHP ayağa kalkabilme mücadelesi veriyor.

    Kalkabilecek mi?.

    Ne yapmalı?.

    Nasıl yapmalı?.

    Akıllara artçılardan ana deprem üretilir mi sorusu geliyor.

    “Ayağa kalkamasın, masada kalsın” duasına çıkanlar bile var bu memlekette.

    Siyaset dünyamız çok şeye gebe.

    Neler doğacak hep birlikte göreceğiz.

    CHP’siz bir seçim bile gündeme gelse şaşıracaklardan değilim.

    Ana fikir bile olabilir CHP’siz bir siyaset.

    Bir kenara yazın bu fikri ve kendinizi 15 Eylül’e hazırlayın derim.

    TV ekranlarını istila eden mutant tipli konuşmacılara da fazla takılmayın.

    Siyaset bilimci geçinen ekran soytarılarının ağızlarına bakarsanız ana fikir dağılır, detaylarda boğulursunuz.

    Bizim ülkeye hastır bu tartışma biçimi.

    Mevcut düzen bu yöntemle “Hamam böceğinin gözüne sabun kaçar mı” sorusuna ciddi cevaplar aratır günler, geceler boyu.

    Bu söz ettiğim sözde siyaset bilimci akilsizler TV stüdyolarında sabahlarken bizlerde TV başında uyutuluruz

    Sonu “Geçti Bor’un Pazar’ı sür eşeğin Niğde’ye”  durağında biter “hamam böceğinin gözü” ile başlayan monologlar.

    Amaç halkı ana fikirden uzak tutmaktır.

    Hep başarılı olur bu yöntem.

    Ne zamana kadar derseniz;

    Biz ne zaman “boş” yapmazsak derim.

    CHP’ye gelirsek;

    Bu depremin analizini doğru yaparsa hasarsız atlatabilir, hatta avantaja bile dönüştürebilir.

    Bana katılmayanlar çok olacaktır ama;

    Bana göre bir kişiye angaje olma adına aday adayını erken açıklama telaşı ile yanlış iliklenen bazı düğmelerin doğru iliklenmesi için bu süreç bir fırsata çevrilebilir.

    Gidecek olanın üzerine değil de, gelecek olanın üzerine kurulan stratejinin yanlışlığını anlamaları için daha ne olması gerekiyor bilmem.

    Ama şunu biliyorum;

    Aptallıkta isrardan daha büyük aptallık olamaz.

    Ve;

    Sonu Özel’in niyet sorgulamasına kadar gider ki;

    Felakettir.

    **

    Sevdiğim laflar:

    “EN İYİ ÖĞRETMEN YAPTIĞINIZ SON HATANIZDIR!..”