Mersin’in en temel sorunlarından biri hatta kimilerine göre birincisi haline gelen ulaşım sorunu çözülebilir mi sorusu cevap bekliyor.

    Cevap vermesi gerekenlerden biri doğal olarak çözüm üretme pozisyonunda oturan Vahap Seçer.

    Ancak ben pek umutlu değilim çözüm konusunda.

    Teşhisin doğru konulmasından tutunda uygulamanın hayata geçirilmesine kadar sıkıntılı bir yönetim tarzı var sanki mevcut idarenin anlayışında.

    Seçer derin bir siyasetçi aslında.

    Yanlış bir anlam yüklenmesini istemem durup dururken.

    Derin kelimesinden kastım deneyimli, öngörülü olmasına yönelik.

    Genel siyasete bakışı ve stratejik adımları çok başarılı.

    Ama yerel bir kurumu yönetmek, vatandaşla birebir muhatap olmak, ortak yaşam alanı bir şehri yarınlara taşımak çok farklı şeyler.

    Genel siyasetteki başarı bir şehir yönetmeye yetmeyebiliyor.

    Hatta niyetin halis olması da çözüm yaratma konusunda güçsüz kalabiliyor yerelde.

    Önce şehri tanıyacaksınız.

    Sorunları teşhis edeceksiniz.

    Tedaviye geçerken yeni sorunlar yaratılmamasına dikkat edeceksiniz.

    Bugünle uğraşırken yarınların yatırımını da yapacaksınız.

    Düşünce üretecek yapılabilirlik hesaplarını netleştireceksiniz.

    Bunları ortaya koyacak, şehrin dinamiklerini yanınıza alacak, ortaklaştıracaksınız ki yarın ortada kalmayasınız.

    Sadece siz ortada kalmazsınız.

    Yöneticinin veya yönetimin ortada kalması o şehrin ortada kalması demektir.

    Kafanız karışır.

    Teşhiste hata yaparsınız.

    Tedavi yanlış başlar.

    Yanlış devam eder.

    Olay kronikleşir.

    Sonucun nereye kadar uzanacağını tahmin etmek hiç zor olmaz bundan sonrası adına.

    Umutlu olamayışımım nedeni gördüğüm bu kafa karışıklığı halleridir.

    Kafa karışıklığının yarattığı mağdur ikliminin kullanışlı aparat haline getirilmesi de sağlıksız bir yaklaşımdır.

    Bu “mağdur” siyasetinin akılların önüne geçmesi var terazinin öbür kefesinde.

    Genel konjonktür uygundur “mağdur” siyaset için.

    Siyasetçiye kazandırır.

    Ama uzun vadede kaybeden şehir olacaktır.

    Ve bu şehrin yaşayanları.

    Vıdı vıdı ile yitirilen yıllar.

    Kördüğümleşen sorunlar.

    Tedaviye cevap veremeyecek duruma getirilmiş bir şehir kalacaktır yarınlarımıza.

    İstenilen buysa mesele yok.

    Başarılıdır yönetim.

    Zaten şikayet eden yok.

    Benim gibi dertlenen yok.

    Muhalefet yok.

    Sayıları arttıkça daha bir gönüllü, üstelik tıpış tıpış yürümeye hazır bir seçmen kitlemizde hazır.

    Herkes mutlu.

    Derdüstü, murad üstü gidiyoruz.

    Ulaşımı da iki katlı kavşakla çözeriz diyor Beyefendi.

    Daha ne olsun!.

    **

    Sevdiğim Laflar:

    “HALEP ORDA İSE ARŞIN BURADA!..”