Seçim gününe bir şey kalmadı artık.
Heyecan giderek artıyor.
Adaylar bir bir ortaya çıkıyor.
Bakıyoruz hangisinin sepeti dolu diye;
Bir değerlendirme yapmaktan bile uzak çoğunun sepeti.
Bazılarının sepeti bile yok.
“Ya tutarsa” diye atmış kendini orta yere.
Sepeti olup da az veya çok bir şeyler biriktirmiş, özgül ağırlığı yüksek olan muhterem adaylara bir lafım yok.
Korkum, sepeti bile olmayanlardır.
Adaylarımızın çoğu genel merkezlerin, genel başkanların, hatta yardımcılarının bile güdümünde olmaya dünden razı;
“Evet efendim, tamam efendim” düzenine uyan adayların yarattığı zaman israfı Mersin’e çok şeyler kaybettirdi bu güne kadar.
Yeni bir dönemin aralığındayız şimdi.
Ateş gibi başkanlara ihtiyacımız var.
Cesaretli, yaman.
Koltuğunun altı dosyalarla dolu.
Mersin’i savunan.
Mersinle yatan.
Mersinle kalkan.
İsteyen.
Zorlayan.
Alan.
Böyle vasıflara sahip kaç başkan gördü bu topraklar?.
Kaç isim sayabiliriz?.
Yüz yılın seçimi olacak bir ortamda kalitenin, liyakatın ve çalışkanlığın özelliklerini taşıyan aday öncelikle dürüst, şeffaf aday aramam bu yüzdendir.
Hangi partiden olduğunun da bir önemi yoktur.
Mersin için çalışsın yeter.
Mersin’in iktidardan alacağı birikmiştir yıllardır.
Bu nedenle yeni dönemde Mersin’den alınanları, çalınanları, biriken alacakları tahsil edebilecek cesaret ve zekaya sahip olanları görmek istemem normal değil mi?.
Görür müyüz;
Cevabı zor.
Nasrettin hocanın meselindeki gibi artık.
“Ya tutarsa!..”
Tutarsa ne ala!.
Yüzümüz güler.
Tutmazsa;
“Sahipsiz Mersin!” türküsünü söylemeye devam ederiz.
Bekleyip göreceğiz gari.
Şunun şurasında ne kaldı ki.
Hadi hayırlısı!..
**
Sevdiğim Laflar:
“İYİ BİR YARA İZİ, EN İYİ NASİHATTEN DAHA ETKİLİDİR!..”