Haber Merkezi
ABD’nin Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atmasının üzerinden tam 80 yıl geçti. Bugün dünya, 12 binden fazla nükleer başlığın gölgesinde yaşamaya devam ediyor. ABD, Rusya, Çin, Fransa, İngiltere, Hindistan, Pakistan ve Kuzey Kore nükleer silah sahibi ülkeler arasında yer alıyor. İsrail’in de resmen açıklanmamış bir nükleer kapasitesi olduğu düşünülüyor.
Türkiye ise nükleer silaha sahip değil. Ancak NATO kapsamında ABD’nin taktiksel nükleer bombaları Türkiye’de konuşlu bulunuyor. Akkuyu’da sivil nükleer santral çalışmaları sürerken, Türkiye’nin kendi nükleer silah programı bulunmuyor.
“NÜKLEER SANTRALLERE VE NÜKLEER SİLAHLANMAYA BİR KEZ DAHA HAYIR”
Mersin Çevre ve Doğa Derneği (MERÇED), Hiroşima ve Nagazaki katliamlarının 80. yılında “Nükleer santrallere ve nükleer silahlanmaya bir kez daha hayır diyoruz” mesajı verdi.
MERÇED Başkanı Sabahat Aslan, yaptığı yazılı açıklama ile yetkililere seslendi.
İkinci Dünya Savaşında ABD'nin 6 Ağustos'ta Japonya'nın Hiroşima, 9 Ağustos'ta da Nagazaki kentlerine atom bombası atmasının üzerinden 80 yıl geçtiğini anımsatan Aslan, “Dünyada uygulanan kapitalist sistemin rant ve savaş politikaları sonucunda 6-9 Ağustos 1945 tarihlerinde ABD, japonyanın Hiroşima ve Nagazaki kentlerine Atom bombaları atmıştır.
“AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİNİ LANETLİYORUZ”
ABD’nin Hiroşima ve Nagazakiye attığı Atom bombaları, 500 bin kişinin ölümüne 1 milyona yakın insanında yaralanmasına neden olmuştur. Nagazaki ve Hiroşimaya atılan bombalarının insanlık üzerinde yarattığı felaketlerin izleri günümüzde halen devam etmektedir. Bombalar yüzünden ölen insanları saygıyla anıyor, bu bombaları masum insanların üzerine atan Amerika Birleşik Devletlerini lanetliyoruz.
“DÜNYA; ARTIK NÜKLEER SANTRALLERDEN VAZGEÇMEKTE”
Atom bombalarının ve nükleer silahların hammaddeleri nükleer santrallerde üretilmektedir. Nükleer santraller tarih boyunca milyonlarca insanın ölmesine, sakat yaşamasına, ekolojik dengenin bozulmasına ve hesaplanamayan milyarlarca para değerinin heba olmasına neden olmuştur. Nükleer santrallerin insanlığa verdiği ekonomik ve sosyal zararlarının korkunç boyutlarını Çernobil ve Fukuşima da gördük. Dünyada birçok ülke, nükleer santrallerin kurulum, üretim, işletim ve güvenlik maliyetlerinin çok yüksek olması ve atık sorununun çözülemeyişi, özellikle küresel ısınma ve iklim değişikliğinin yaratmış olduğu felaketler nedeniyle artık Nükleer Santrallerden vazgeçmektedir.
“AKKUYU’NUN ÇED RAPORU HÜKÜMSÜZDÜR”
Tarihte yaşanan nükleer felaketlerden ders almadan ülkemizde yapımı planlanan nükleer santrallerin kurulmasına dönük tüm argümanlar bilimdışı ve hukuksuzdur. Halkın ve bilim insanlarının itirazları görmezden gelinerek yapımına başlanan Akkuyu Nükleer Santrali inşaatında meydana gelen çatlaklar, ilerde meydana gelecek felaketlerin işaretidir. Akkuyu Nükleer Santralinin inşaatında meydana gelen olumsuzluklar kamuoyundan gizlenmekte olup, ÇED raporu hükümsüzdür.
Akkuyu Nükleer Santrali projesiyle ilgili olumsuzluklara karşı hukukta gereğini yapmamaktadır.
“ÜLKEMİZİN NÜKLEER ÇÖPLÜK OLMASINI ÜLKEMİZDE NÜKLEER SİLAHLARIN ÜRETİLMESİNİ İSTEMİYORUZ”
Nükleer santraller yaşamı bitirir. Kamu kaynaklarına zarar verir. Yaşadığımız topraklarımızı, işimizi, aşımızı sağlığımızı ve geleceğimizi korumak için, ülkemizde Nükleer santrallerin kurulmasını, ülkemizin nükleer çöplük olmasını ülkemizde nükleer silahların üretilmesini istemiyoruz. Kamuoyunu başta Akkuyu Nükleer Santral projesi olmak üzere tüm nükleer santrallere karşı mücadele etmeye ve Hükümeti, ülkemizde planlanan tüm nükleer santral projelerinden vazgeçmeye çağırıyoruz” diye konuştu.