Pazartesi günkü “Şifreli Meclis” başlıklı yazıyı “art niyet içerir” cümlesiyle bırakmıştık.
Oradan devam edelim.
Meclis kürsüsünden imalı laflarla, şifreli ithamlarla mesaj vermek, bu arada kamuoyuna şirin görünmek, derenin taşıyla yine derenin kuşunu vurmak cazip olabilir.
Prim yapabilir.
Memnuniyet ölçeri olumlu etkileyebilir.
Ama sıkıntıları beraberinde getirmesi de kaçınılmazdır.
Kamuoyu şifre çözmek zorunda değil.
Meraklısı da değil.
Açık, dürüst ve net olmak zorundadır sorumluluk makamında oturanlar.
Hesap verebilmeli.
Hesap sorabilmelidir aynı zamanda.
Yoksa;
Koca kurumların itibarları zarar görür.
Parayı verenlerin düdüğünü çalan işletmelere dönüşür.
Meclis üyeleri zan altında kalır.
Partili belediye başkanlarınızı töhmet altında bırakmış olursunuz.
Hatta;
Sadece duyumlarla, doğruluğu kanıtlanmamış iddialarla CHP’yi orta yere atıp parti içi ikbal kavgalarına meze yapmış olursunuz.
Hal böyleyken;
Koca mecliste konu üzerine bir tek Yenişehir Belediye başkanı konuştu.
“Cadı avı” dedi.
İşleri daha da içinden çıkılamaz hale getirdi.
Kimdir bu cadılar veya cadı adayları.
Meclisteki nizanın sebebi yüksek yüksek şatolar onlarınmıdır yoksa.
İzaha muhtaç bir laftır ağızdan çıkan.
Neden böyle bir laf etme gereği duymuştur ekstradan merak konusudur.
Alınganlık mı göstermiştir.
Yoksa;
Çiğ mi yemiştir.
Ciddi bir açıklama yapmasına ihtiyaç vardır, yapmalıdır.
Öte yandan;
Mezitli mesela.
Yanında Toroslar.
Neden sessizdir?.
Diğer ilçelerin belediye başkanları hepsi birden konuşmayı unutmuş olamazlar herhalde.
Meclis üyeleri.
O partiden.
Bu partiden.
Süt dökmüş kediler gibi sessiz kaldılar bu orta oyununa.
Hiç biri ne oluyor demedi.
Tezvirat yapmayın diyemedi.
Açık konuşun;
Bizleri zan altında bırakıyorsunuz, buna hakkınız da yok, haddinizde demedi, diyemedi.
Sonuç ne derseniz;
Biz bu filmi önceki dönemlerde de görmüştük derim.
Filmin başında biri çıkar bilinmeyen birilerini hedef alarak şifreli mesajlarla Doğrucu Davut edasıyla hamasetin dibine dibine vurur.
Bir şey olmamış ama, illaki olmuştur, olmaktadır çizgisinde ve pazarlık sünnettir tadında bırakır lafı orta yere.
Ucu açıktır.
Zamanı geldiğinde bir daha kullanılacaktır çünkü.
İşin sonu ilginçtir;
Kimse üzerine almaz.
Herkes döner arkasını gider, işine gücüne bakar.
Bu film hemen her sene en az bir defa vizyona çıkar.
Oyuncuları tanımayız.
Ama onların birbirlerini iyi tanıdığını da biliriz diyeyim siz aralarındaki eşleştirmeyi yapın gari.
Biz sadece seyrederiz.
Hazindir;
İllaki de beğeniriz!.
Sadede gel;
Mersinli gibi anlat derseniz.
Söyleyeyim;
Ben gazeteciyim.
Mersinli’yim.
Aparat olmam.
Beyefendi bilgi, belge ve elle tutulur bir şeylerle gelsin.
Bende alkışlayayım, destekleyeyim.
Buyursun.
İşte, meydan burada.
**
TENCERE DİBİN KARA, SENİNKİ BENDEN KARA!..”