Türkiye’nin konuştuğu e- imza skandalı yani ‘sahte diploma’ soruşturması ile ilgili bizzat gazetemiz yıllar önce benzer içerikli haberler yapmıştı.
Yani akademi dünyasını sarsan skandal bugüne özgün bir mesele değil!
Peki akademi dünyasında nasıl oluyor da bugüne kadar uzayabiliyor?
İşte burada sorun herkesin her şeyi bildiği ama sessiz kaldığı kanısı!
Tıpkı, Yenidoğan çetesi skandalı gibi!
Tıpkı sahte rapor furyası gibi!...
Sınav sorularının çalınmasına yönelik iddialar gibi…
Örnekleri çoğaltmak çok kolay!
Memleketin her meselesi de böyle değil mi?
Görüyoruz, görmezden geliyoruz, ortak oluyoruz, sessi kalıyoruz ve iş buralara geliyor!...
Sahte diploma skandalına dönecek olursak Mersin Üniversitesi’nin de ciddi sayıda e-imza sahteciliğine konu olması sonrası ne kadar sesiz kalınabilir?
Üniversite yönetiminin artık bir açıklama yapması gerekmiyor mu?
Sahte diploma olayında adı geçenlerden bir diğeri de MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal.
Hani şu; sık sık çeşitli haberlere konu olan ama sonra hızlı bir şekilde haberlere erişim engeli getirerek konuyu gündemden uzak tutmaya çalışan vekil!
Mersin ile yakınlığını vitrin üzerinden magazinselleştirip kente iliştirilen ithal vekil!
Partisinin Mersin’deki tabanında büyük ölçüde kabul görmemesine rağmen tepeden indirilen vekil!..
O’da henüz sessiz…
Ama yakındır bu iddialar iddialar için de haber erişim engeli getirtir ve yoluna devam eder…
Mersin vekili olarak piyasadaki varlığını sürdürür…
Mersin ise aldığı bu yaralar ile tabi ki sorunlarına çözüm üretemez!
Tabi ki geriye gider!
Tabi ki sesi duyulmaz!
Sahteciliği benimseyen bir toplum yapısına sürükleniyoruz!
Hatta seven!
Hatta gururlanan…
Gidişatımızdaki en büyük sorun zaten bu!
Ve ne yazık ki bizi çökerterek olan da bu!
Yozlaşma ile yok oluşumuzu hızlandırıyoruz!