Sosyal medyada bir paylaşım.

    Fonda Mersin BŞB’nin iki numarası ve yanında Hayvan barınağındaki skandalı ortaya çıkaran hanımefendinin resmi var.

    Altta yazılanlar aynen şöyle;

    “Mersin Büyükşehir Belediyesi genel sekreteri Olcay tokla bir araya geldik tüm detaylarıyla beni dinledi canlarımız için ne gerekiyorsa kim hatalıysa gereken yapılacak dedi

    Canlarımız için inşallah bundan sonra herşey iyi olucak

    Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçere Duyar duymaz gerekeni yaptığı için tşk ediyorum canlarımız adına”

    **

    Yazım hataları dahil paylaşım bu kadar.

     Şimdi sormak gerekiyor.

     İki gün önce panik halinde kendini ortaya atıp konuyu yalanlayan beyefendi kim?.

    Şimdi yalanlayıp iddialarını şiddetle reddettiği hanımefendi ile resim verip gereken yapılacak diyen muhterem kim?.

    Görüntüler eski diyen kim?.

    Tedavi öncesine ait diyen kim?.

    Denetlendik diyen kim?.

    Denetleme sonucunu açıklamayan kim?.

    Önce “Skandal yok” deyip, iddiaları yalanlayan sonra konu ile ilgili birimde jet hızıyla değişime giden kim?.

    Yani;

    Yalanlama açıklaması yalanmıymış?.

    Diğer deyişle yalan söylemekle suçladıkları hanımefendi doğruları mı söylemiş oluyor.

    Sözün özü;

    O yalan.

    Bu yalan.

    Gerçek şu;

    Büyükşehir yönetilemiyor!.

    Kontrol yok!.

    İç denetim işlemiyor.

    Liyakat kurumun kapısından geçemiyor.

    En ufak bir olayda sarsılıyor.

    Hesap vermiyor, veremiyor.

    Daha da önemlisi bunları kabullenemiyor.

    Oysa bu tür aksamalar, eksikler, yanlışlıklar böyle büyük kurumlarda her zaman olabilir.

    Oluyor da.

    Önemli olan bunun bilincinde olabilmek.

    Sorumluluğu alabilmek.

    Yanlışların üzerine gidebilmek.

    Yanlışı kabul edip, bir daha olmasına müsaade etmeyecek şekilde gerekli tedbirleri almaktır.

    Yanlışı kabul etmek.

    Düzeltme yoluna gitmek.

    Gerekirse özür dilemek bu kadar zor olmamalı.

    Efelenmekten, atar yapmaktan daha önce izlenecek yol yöntem, budur.

    İyi yönetilen, ciddi kurumlar böyle yapar.

    Demem o ki;

    Sosyal belediyeciliği eş-dost-hısım seviyesine düşürmenin bedeli bazen böyle utandırıcı sonuçlar verebilir.

    Sonra eviniz yansa kimse inanmaz.

    Olan da budur!.

    **

    Sevdiğim Laflar:

    “ÇOBAN YOLU KAYBETTİĞİNDE SÜRÜNÜN BUNDAN HABERİ OLMAZ!...