Geçtiğimiz hafta sonu yaşadığımız kavurucu sıcağa rağmen Toroslar’da şenlik dolu iki gün yaşandı.
Toroslar belediyesinin organize ettiği, Büyükşehir’inde destek verdiği Kardeş Göçerler adı verilen etkinlikten bahsediyorum.
Anladığım kadarıyla katılım zengin.
Çevre illerden de gelenYörük Türkmen beyleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, oda başkanları ve kalabalık bir izleyici kitlesi.
Toroslar belediye başkanımız Abdurrahman Yıldız Torosların modern bir ilçe olmasının yanısıra yörük kültürüne sahip, bu kültürü yaşayan, yaşatan özelliğine vurgu yapmış, “Yörük kültürü, Anadolu coğrafyasının dört bir yanında yaşayan vatandaşlarımız için ortak bir paydadır.” Demiş.
Doğru söylemiş.
Etkinliğin kalıcı olacağına da vurgu yapmış.
Adını sırtını dayadığı görkemli Toros dağlarından alan bir ilçenin, bir bölgenin, bir belediyenin başkanı olarak doğru bir söylem başkan Yıldız’ın söyledikleri.
Emek verenleri kutluyorum.
Ama;
Söylenmesi gerekenlerde var etkinlik ve yörüklük üzerine.
Mesela;
Yörüklerin yaşama tutunan son kalelerinden biri, belki de sonuncusu Sarıkeçililer’in
Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği Başkanı Pervin Savran’ın konuşmasını çok anlamlı bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim.
Sadece yörüklerin değil;
Anadolu’nun.
Toroslar’ın.
Ağacın.
Suyun.
Taşın.
Toprağın.
Börtünün, böceğin.
Bizim deyimle,
Tosbağa’nın bile hakkını vermiş, çok güzel anlatmış.
Kulaklara küpelik.
Yüreğine sağlık Pervin Savran Başkanın.
Bir yörük olarak teşekkür ediyorum.
Öte yandan; aklıma takılanlarda yok değil;
Misafirlere bir şey demem elbette de;
Kendi kendilerine gelin güvey olan içimizdeki birilerini de anmadan geçmem mümkün değil.
Adlarının da bir önemi yok;
Özellikle sosyal medyada sık sık karşımıza çıkar, ahkam keser, kendi akıllarınca havalarını atar, yörüklüğü kimselere bırakmazlar.
Ne hikmetse yancıları da hiç eksik olmaz bu tiplerin.
Aslında yörüklüğün ne olduğunu da bilmezler.
Babalarında, dedelerinde, analarında, nenelerinde hatta ebelerinde kalmıştır o kültür.
Ama illaki ortaya çıkarlar, çıkartılırlar.
Ortalık yörük beyinden, yörük ağasından geçilmez.
Ne faydaları vardır derseniz;
Bir işe yaramazlar derim.
Toplumsal hiçbir olayda bulamazsınız.
Yörüğün yaşam alanı yok edilirken bir tanesini ortalarda göremezsiniz.
Dağa, taşa, toprağa, ağaca, kurda, kuşa, börtü, böceğe ve haliyle bizim tosbağaya bile faydaları görülmez.
Faydaları bir yana mesela çevre koruması adına ağızlarını bile açmazlar.
Sorsanız dededen, babadan ağadırlar, beydirler.
“Yörük tosunu gibisin gardaş” desen akıllarına bir şey gelmeyeceğinden adım kadar eminim.
Örnek olsun diye söylüyorum;
Şenlik zamanı ağalık, beylik, tosunluk, düvelik, tekelik, çebiçlik kolay elbette de;
Yarın, bir gün Gözne’ye açılacak krom ocağı için ağızlarını açıp tek kelime edebilirler mi?.
Ettiler mi?.
Demem o ki;
Başkan Yıldız başta olmak üzere kendine yörüğüm diyenlere de, yöre halkına da, yörük geçinenleredir lafım;
Söyleyemezsem dilim şişer;
Ya hakkını verin “yörük” olun, dumanınız tütsün.
Ya da;
Boşverin.
Eğlenin gitsin!..
**
Sevdiğim Laflar:
“AĞACA ÇIKAN KEÇİNİN DALA BAKAN OĞLAĞI OLUR!..”