Yüzde 90’ı yabancılara ait Mersin Uluslar arası Liman İşletmeciliği AŞ’yi (MIP), hedef alan sektör temsilcileri, son bir yıl içinde sıkça yapılan tarife düzenlemelerine isyan etti.
MIP’e karşı geçen yıl Temmuz ayında ilk kez ses yükselmişti Mersin Deniz Ticaret Odası. Ama aradan geçen bir yılda bir şey değişti mi? Tabiî ki hayır!
Gemiyi azıya alan MIP yönetimi son bir yıl içinde sıkça yapılan tarife düzenlemeleri doğrultusunda uygulanan fiyat artışlarına devam etti.
Ağustos 2023’ten itibaren ücretli olarak yeniden başlatılan, limandaki sıkışıklık sorunu çözülmüş olmasına rağmen sürdürülen yanaşma penceresi uygulaması; 10 Şubat 2025 tarihi itibarıyla başlatılan ve alıcı veya yükleyiciden kaynaklanan bekleme ya da gecikmelerin ‘posta bekleme tarifesi’ yerine ‘fuzuli işgal’ olarak nitelendirilmesi ile bu kapsamda tahakkuk ettirilen fuzuli işgal ücretinin acentelerden tahsil edilmesi gibi uygulamaları hayata geçirdi.
Operasyonel süreçlerde verimliliği artırmak yerine azaltan MIP’in bu tutumu; liman kullanıcıları açısından hem önemli bir maliyet unsuru olarak rekabet gücünü olumsuz etkiledi hem de hukuki açıdan sakıncalara neden oldu.
Ama MIP dinlemiyor! Anlamıyor! Anlamak istemiyor!..
Bu işin böyle olacağı zaten belliydi de neyse açtırma kutuyu söyletmeye kötüyü derler…
Son olarak yaşananlara isyan eden Mersin Ticaret Borsası Başkanı Ö. Abdullah Özdemir, “Mersin Limanı, yalnızca ülkemizin değil, dünyanın da en önemli limanları arasında yer almakta. Avrupa, Orta Doğu ve Asya arasında bir ticaret köprüsü görevi üstlenmekte. Limanımızın küresel ölçekte elde ettiği başarılar bizleri ne kadar memnun ediyorsa, aynı memnuniyeti liman işletmecileriyle iş birliği içinde maliyet kalemlerinde de görmek istemekteyiz. Bizlerin limana sahip çıktığı gibi, liman da iş dünyası temsilcileri olarak taleplerimize sahip çıkmalıdır. Bu doğrultuda beklentimiz, liman kullanıcılarıyla istişare edilerek ve tüm paydaşlar için mağduriyet yaratmayacak şekilde, Mersin Limanı’nda uygulanan fiyat tarifelerinin yeniden değerlendirilmesidir” dedi.
Ancak Ö. Abdullah Özdemir’e şunu da sormak lazım; kaynayan kurbağa deneyi misali her geçen gün arsızlığı, keyfiyeti, sektörü, kenti dinlemezliğini daha yukarılara taşıyan MIP’e ses çıkarmak için biraz geç kalmadınız mı?
Evet zararın neresinden dönsek kardır ama bugünlere gelinmesinde sizlerin payı nedir?
Siz kent ekonomisine yön verenlerinde bir öz eleştiri yapması gerekmiyor mu?