Mersin’de 30 yıl sonra sağ partilerden CHP’ye geçen Toroslar Belediyesi’nde, 800 işçiyi ilgilendiren toplu iş sözleşmesi için görüşmeler başladı.
Önceki dönem MHP’li yönetimin giderek ayak yaptığı toplu iş sözleşmesinin kabul edilemez maddeler içerdiği gerekçesiyle itiraz ederek iptali için yargıya giden CHP’li Abdurrahman Yıldız, DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası arasında imzalanacak yeni sözleşme süreci için görüşmelerin startını verdi.
Haziran ayında 500 milyonu aşan ek ödenek teklifini, ilgili komisyonların kararını beklemeden oylanmaya getirince red yiyen ama yılmayıp Temmuz’da ısrar kararı arasa da partisinin de muhalefetiyle yine kabul ettirtemeyen Yıldız’ın görüşmelerde ‘bütçem yetersiz’ mazeretine sığınma ihtimali öne çıkıyor.
TOROSLAR’DAKİ SİYASİ GERİLİM İŞÇİYE YANSITILAMAZ
Ancak DİSK’e bağlı Genel İş Sendikası’nın Mersin Şube Başkanı Kemal Göksoy, Toroslar Belediye Meclisinde yaşanan siyasi gerilimin işçiye yansıtılmasının kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Mersin özelinde Anamur ve Silifke Belediyesi’ndeki kadrolu işçileri kapsayan toplu iş sözleşmelerinin tamamlandığını dile getiren Göksoy, şu an Toroslar Belediyesi ile görüşmelere başladıklarını aktardı.
Toroslar Belediyesi'nin sıkıntılı bir süreçten geçtiğinin anımsatılması üzerine Başkan Göksoy, “Sayın başkanın özellikle borçlu bir belediye devralması nedeniyle zorlu bir mali yönetim içerisinde olduğuna ilişkin açıklamaları var. Bunun devamında başkanın işçilerle yapılacak toplu iş sözleşmesine yönelik de bazı söylemleri oldu. Başkan belediyeye gelir sağlamak adına çaba sergiliyor ama mecliste zorlu bir süreç yaşanıyor.
“BELEDİYE ENKAZ ALTINDA OLABİLİR. AMA SİZ SAHA İYİSİNİ YAPMA İDDİASIYLA O GÖREVE TALİP OLUYORSUNUZ”
Ancak Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu, hiçbir siyasi partinin arka bahçesi değildir. Kim; emeğe, emekçiye saygı duyuyorsa, emeğin, alın terinin hakkına yönelik bir yaklaşımı varsa bizim o partiyle ilgili yaklaşımımız da, düşüncemizde farklı olur. Ama asla arka bahçesi olmayız. Örgütlü olduğumuz yerlere, ne parti olarak bakıyoruz, ne de kişi olarak. Abdurrahman Yıldız yıllardır tanıdığımız, kişilik, siyaset olarak, dünya görüşü olarak tanıdığımız bildiğimiz bir isim, ekoloji, kadın cinayetleri konularında hassas, duyarlı bir insan. Taş ocaklarına karşı direndi, ormanları savundu, hayvanlar katledildiğinde oradaydı. Aslında bunlar her insanın sahip olması gereken erdemler.
Belediye enkaz altında olabilir. Ama siz saha iyisini yapma iddiasıyla o göreve talip oluyorsunuz. Seçilip göreve gelen sızlanamaz. Yönetim çözüm makamıdır. Yönetimdekinin şikayet etme gibi bir hakkı olamaz, sen çözüm insanı olmalısın. Çünkü zaten sen oraya sorunları bilerek geliyorsun. ‘Ben geldim, enkaz aldım, durum berbat. Zam vermeyeceğim’ diye bir şey yok” dedi.
“ALIN TERİ DÖKEN İŞÇİYE HAKKINI VERMEK DURUMUNDASIN”
Her şeye zam gelmişken işçiye zam yapmamanın gerçeğe aykırı olacağını dile getiren Göksoy, enflasyon artış oranlarının ortada olduğunu belirterek, Ağustos ayında alınacak zamlı maaşların bile doğal gazdan benzine gelen zamlarla eridiğini söyledi.
“Ekonomik darboğaz yaşanırken, sen alın teri döken işçiye hakkını vermek durumundasın. Bunu bütün belediyeler için söylüyorum” diyen Kemal Göksoy, “Kimle üretiyorsun? İşçi ile. Bir işçinin sağlıklı, verimli çalışabilmesi için yani gerçekten psikolojik dengesini koruyabilmesi için geçimini sağlayabilmesi lazım. Elektrik parasını ödeyemeyen, kirasını ödeyemeyen, çocuğuna harçlık veremeyen bir işçiden verim alamazsın.
“SEÇİLENE KADAR ‘EN İYİSİNİ BEN YAPARIM’ DİYENLER GÖREVE GELİNCE, ‘ENKAZ DEVRALDIM’ DEMEMELİ”
İşte belediyelerde de seçilene kadar ‘en iyisini ben yaparım’ diyenler göreve gelince, ‘enkaz devraldım’ dememeli. Belediyeler ticari alanlar değildir, halka hizmet yeridir. Halkın vergisiyle asfalt, park, bahçe yapılır. insanların ihtiyaçları karşılanır. Bunların daha güzel ortamlarda yapılabilmesi de hizmet üretenler ile birlikte sağlıklı bir ortamda mümkündür.
Belediyede ticaret kuruluşları değildir. Yani fabrika kafasıyla, belediye başkanının kafası aynı olamaz. Olursa abeslik yapmıştır. Olursa çelişkidir.
Konu, 40 derece sıcakta yol süpüren işçinin zam talebine gelince durum değişmemeli. Çöp kamyonunun arkasındaki işçinin yaptığı işe kim ne kadar dayanabilir? İşçiler belediyenin aynasıdır” ifadelerini kullandı.
TOROSLAR’DAKİ GERİLİM SİYASİ
Toroslar’da Başkan Abdurrahman Yıldız’in meclis ve endi partisinden bazı isimlerle yaşadığı gerilime ilişkin ise Başkan Göksoy’un değerlendirmesi şöyle oldu: “Toroslar’da bir gerilim var. Bu bizi ilgilendirmiyor aslında ama etkiliyor. Toroslar'daki gerilim bir kere her şeyden önce siyasi. Üstelik sadece meclis ve partilerle de sınırlı değil. Kendi içinde sorunlar yaşayan bir başkan görüyoruz yani. Siyasi gerilim sorunu bizi çok bağlayan bir konu değil. O siyasetçilerin işi. Siyasetçiler gider, görüşür, anlaşır. Başkan birini görevden alır, bunu göreve atar. O gelir, bu gider. Bu bizim işimiz değil. Belediye, belediye başkanı ekibiyle çalışır. Ekibiyle iş yapar.
“BUGÜN MAALESEF TOROSLAR ASLINDA BİR İLÇE DEĞİL, ADETA BÜYÜK BİR KÖY. YILAR İÇİNDE HAK ETTİĞİ HİZMETİ ALMAMIŞ”
Bugün maalesef Toroslar aslında bir ilçe değil, adeta büyük bir köy. Yılar içinde hak ettiği hizmeti almamış. Başkan buna çözüm üretmeye çalışıyor. İnsanlarda artık yapılan hizmete bakıyor. Bu değişim, işçi eliyle, işçi katkısıyla olur. Bu değişimin öznesi işçidir. Ne yapacaksın; temizlik, park –bahçe, kaldırım – yol vs.. Başkan seçildikten sonra 3 ay ekibiyle sokakta temizlik yaptı. Şimdi zam görüşmelerinde masaya oturacağız. Biz sendika olarak şundan eminiz; emekçi hakkını alacaktır.
“TOROSLAR’DA TOPLU İŞ SÖZLEŞMESİ SÜRECİ 800 İŞÇİMİZİ İLGİLENDİRİYOR”
Toplumsal sorunları bilen Abdurrahman Yıldız gibi bir belediye başkanı Türkiye koşullarına hakim. Emekçinin hakkını vereceğine inancımız da tam.
22 bin lira asgari ücret, 26 bin liralık açlık sınırının altında. Toroslar’da 800 işçimizi ilgilendiren süreçle ilgili ilk görüşmemizi geçen ay yaptık ve halen de görüşme halindeyiz. Bizim zam oranı talebimiz, insanca yaşanır bir ücret. Hedefimiz, suyumuzu, kiramızı ödeyebilmek, çocuğumuzun okul masraflarını karşılayabilmek. Biz istemesek bile belediye başkanını veya belediye yönetiminin bunu söylemesi lazım. Çünkü verim alınmak isteniyorsa bu yapılmalı. ‘Biz istediğimiz alalım, belediye ne olursa olsun’ demiyoruz. Alın terimizi, emeğimizi, bileğimizin hakkını alıp insanca yaşayabilecek bir ücretle işimize devam edelim istiyoruz.
“SİYASİ ÇEKİŞME 800 İŞÇİYİ VE TOROSLAR’DA YAŞAYAN 350 BİN İNSANIN HİZMET ALMASINI ENGELLEMEMELİ”
Siyasi çekişme 800 işçiyi ve Toroslar’da yaşayan 350 bin insanın hizmet almasını engellememeli, işçiyi de halkı da mağdur etmemeli. Başkanın elinin kolunun bağlanması sadece 800 işçiyi değil 350 bin insanı da olumsuz etkileyecektir. Bu siyasi kriz çözülmeli, işçilerin talepleri karşılık bulmalı ve hizmet bekleyen halkın ihtiyaçlarına talep verilmeli. Enkaz devraldı söylemi doğrudur ancak belediye başkanının dünya görüşü ve çevre dostluğu bu enkazın üstesinden geleceğine kuşkumuz yoktur.
Geçinemiyoruz yani yetmiyor. Ama genel olarak ‘belediye işçisi fazla bir şey istemesin, Allah razı olsun’ anlayışı getirilmeye çalışılıyor. Zenginliklerle dolu, istihdam alanlarının bu kadar geniş olduğu bir ülkenin insanlarının, işçileri böyle bir yaşam hak etmiyor. Bunu söylediğimiz için bedel ödedik fakat sözümüzü daha fazla haykırmaya devam edeceğiz. Çünkü biz haklıyız.”