HEDİYE EROĞLU

Mersin Ekonomi Zirvesi’nin içinde 70’den fazla önerinin yer aldığı yol haritası niteliğindeki sonuç bildirgesi kamuoyuna açıklandı. ‘Bölgesel güçten küresel oyunculuğa’ sloganıyla hazırlanan bildirgede Mersin, hak ettiği yatırımları istedi.

Kentin hak ettiği ancak yıllardır alamadığı yatırımlara dair rapordaki eksiklikleri dile getirenlerden biri de Mersin Deniz Ticaret Odası (MDTO) Yönetim Kurulu Üyesi Atahan Çukurova oldu.

“KENTİMİZ, BÖLGEMİZİN VE ÜLKEMİZİN LOJİSTİK GÜCÜNÜ PEKİŞTİREN BİR KÖPRÜ VAZİFESİ GÖRMEKTE”

“Bölgesel Güçten, Küresel Oyunculuğa” vizyonuyla hayata geçirilen Mersin Ekonomi Zirvesi'nin, kentin ekonomik potansiyelini, ulusal kalkınma hedefleriyle daha güçlü biçimde buluşturacağına yürekten inandığını söyleyen Çukurova, “Mersin, tarih boyunca bir liman kenti olarak stratejik önemini korumuş; Anadolu’nun denizden dünyaya açılan kapısı olmuştur. Bugün; dünya konteyner taşımacılığının ve küresel deniz trafiğinin önemli bir geçiş noktasında bulunan kentimiz, bölgemizin ve ülkemizin lojistik gücünü pekiştiren bir köprü vazifesi görmektedir.

TÜRKİYE TOPLAM KONTEYNER TRAFİĞİNİN YÜZDE 14’Ü TEK BAŞINA MERSİN’DE GERÇEKLEŞMEKTE

Bugün; Yıllık 2,6 milyon TEU elleçleme kapasitesine sahip; ki MIP’nin rıhtım genişleme projesinin tamamlanması ile birlikte 3.6 milyon TEU kapasitesine ulaşacak olan Mersin Limanı, Akdeniz Havzası’nın en büyüklerinden biri olup, Türkiye toplam konteyner trafiğinin yüzde 14’ünü tek başına gerçekleştirmektedir.

Mersin Limanı, hem ihracat hem ithalat hem de transit taşımacılık açısından Türkiye’de en etkin çalışan limandır.

interlandında İç Anadolu, Güney Doğu Anadolu ve Akdeniz Bölgesindeki birçok il bulunan Mersin Limanı aynı zamanda Orta Doğu Ülkelerinin ve Bağımsız Devletler Topluluğu'nun da transit merkezidir” dedi.

“MERSİN’İN POTANSİYELİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİR KALKINMAYA DÖNÜŞMESİ İÇİN TAMAMLAYICI YATIRIMLARA İHTİYAÇ VAR”

Mersin’in yalnızca bir liman kenti değil, turizm, tarım, sanayi ve lojistik gücü ile Türkiye ekonomisinin itici güçlerinden biri olduğunun altını çizen Atahan Çukurova, bu tablonun, Mersin’in potansiyelini gözler önüne serdiğini aktardı. “Ancak bu potansiyelin sürdürülebilir kalkınmaya dönüşmesi için tamamlayıcı yatırımlara ihtiyaç duyulmaktadır” diyen Çukurova, 

Bu noktada kentimizin kalkınmasına doğrudan katkı sağlayan projeler için teşekkürlerimizi sunmak isterim. Özellikle Çukurova Bölgesel Havalimanı’nın hizmete alınması, kentimizin ulaşım kabiliyetini önemli ölçüde artırmıştır. Yine bölgemizde başlayan karayolu projelerinin, lojistik akışın güçlenmesine önemli katkılar sağlayacağına inanıyoruz.

Yapımına başlanmış olan Konya-Karaman ve Taşucu-Çeşmeli otoyollarının en kısa sürede tamamlanması, özellikle Taşucu Limanı’na erişimin hızlanması açısından hayati niteliktedir. Turizmin gelişimine de önemli katkı verecektir.

“ÜÇ TEMEL KONU, MERSİN'İN GELECEKTEKİ KÜRESEL ROLÜNÜ BELİRLEYECEK NİTELİKTE”

Zirve hazırlık sürecinde detaylı bir şekilde ele aldığımız ve sonuç raporlarımızda da yer bulan sunacağım üç temel konu, Mersin'in gelecekteki küresel rolünü belirleyecek niteliktedir. Öğleden sonra Cumhurbaşkanlığı Kurul Başkanları ile yapacağımız lojistik toplantısında da, liman tarifeleri, Gümrük ve Tarım İl Müdürlüğü uygulamalarından kaynaklanan sıkıntıları görüşeceğiz. 

Mevcut Mersin Limanımızın, yapılan genişleme yatırımlarına rağmen önümüzdeki 5-6 yıl içinde yetersiz kalacağını öngörmekteyiz. 2023 ve 2024 yıllarında yaşadığımız yüzde 80’lere varan doluluk oranı, yakın gelecekte yaşanabilecek darboğazların habercisi olmuştur.  Bu durum yalnızca teknik bir darboğaz değil, ekonomik ve stratejik bir risk alanı da doğuracaktır.

“MERSİN’E YAPILACAK ANA KONTEYNER LİMANI, TÜRKİYE İÇİN BİR GEREKLİLİK”

Limanda yaşanacak yoğunluk, geçmişte deneyimlediğimiz gibi, gemilerin günlerce açıkta beklemesine, maliyetlerin yükselmesine ve tedarik zincirinin zorlanmasına yol açacaktır. En önemlisi de başta tarım, gıda ve sanayi ihracatçılarımız olmak üzere binlerce işletmenin, küresel pazarlardaki rekabet avantajı zayıflayacak ve ihracat motivasyonunun kırılmasına neden olacaktır. Bu durum sadece Mersin’in değil; hizmet verdiği tüm hinterlandın da ekonomik büyümesini sekteye uğratma riski taşımaktadır.

Bunun yanı sıra olası bir deprem riski nedeniyle İstanbul ve Marmara Bölgesi’ndeki sanayinin zamanla İç Anadolu'ya kaydırılması planlandığından, mevcut Mersin Limanı'nın artacak talebi karşılamakta yetersiz kalacağı öngörülmektedir. Bu durum, ana konteyner limanı olacak standartlarda ikinci bir limanın gerekliliğini ortaya koymaktadır.

İlgili bakanlıklarımızın gündeminde yer aldığını bildiğimiz ‘Mersin Lojistik Limanı’ projesinin ivedilikle hayata geçirilmesi yalnızca Mersin için değil, ülkemizin milli çıkarları için de stratejik bir gerekliliktir. Yeni ana konteyner limanı yapımının artık bir tercih meselesi değil; geleceğimiz için bir zorunluluk olduğuna inanıyoruz. 

“MERSİN LOJİSTİĞİ; ORGANİZE VE BÜTÜNLEŞİK BİR YAPIYA DÖNÜŞMELİ”

Sunacağım ikinci konu, Mersin’in, sahip olduğu üstün lojistik potansiyelin, bir lojistik merkezle taçlandırılmasıdır. 3 bin 300’den fazla lojistik firmasına ev sahipliği yapan Mersin; güçlü depolama kapasitesi, eğitilmiş insan kaynağı, liman-karayolu-demiryolu entegrasyonu, serbest bölgesi ve köklü ticaret kültürü ile zaten fiilen bir lojistik merkez gibi çalışmaktadır.

Ancak bu potansiyelin organize ve bütünleşik bir yapıya dönüşmemiş olması, kentimizin bu alandaki rekabet gücünü törpülemektedir. Bugün; çok modlu lojistik merkezler, ülkelerin tedarik zinciri yönetimini yeniden şekillendirirken, Mersin’in hâlâ bu ölçekli bir yapıya kavuşamamış olması ciddi bir eksikliktir.

MERSİN’DE ENTEGRE BİR LOJİSTİK MERKEZ PROJESİNE İHTİYAÇ VAR

Mersin-Tarsus arasında, kara ve demiryolu bağlantılarıyla desteklenen; tır parklarından soğuk hava depolarına, konteyner sahalarından gümrük, bankacılık ve sosyal donatılara kadar tüm bileşenleri içeren entegre bir lojistik merkez projesinin hayata geçirilmesine ihtiyaç duymaktayız. Böyle bir yatırım yalnızca taşımacılığı değil, üretimden ihracata kadar tüm süreçleri hızlandıracak, verimliliği artıracak ve yatırımcının önünü açacaktır.

“DOĞU AKDENİZ'DE BİR TERSANEYE İHTİYAÇ VAR”

Üçüncü konu ise bölgemizde tersane altyapısının eksikliğidir. Doğu Akdeniz'de bir tersane yatırımı; uzun yıllardır dile getirilen, Milli Güvenlik Kurulu (MGK) kararlarıyla da desteklenen, ancak henüz hayata geçirilememiş önemli bir ihtiyaçtır.

Bugün küresel ticaretin yüzde 25’i, konteyner trafiğinin yüzde 30’u Doğu Akdeniz’den geçmekte, bölgede yılda 220 binden fazla gemi sefer yapmaktadır. Ancak 800 mil mesafedeki İzmit Körfezi dışında, orta ve büyük ölçekteki gemilere bakım-onarım hizmeti verebilecek altyapımız bulunmamaktadır.

Bu boşluk nedeniyle, tamir ve bakım gerektiren gemiler alternatif ülkelere yönelmekte, ülkemiz milyonlarca dolarlık döviz gelirinden mahrum kalmaktadır.

Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz aylarda Mersin’de bir tersane kurulması yönünde beyan ettiği irade, bu stratejik ihtiyacın devletimizin en üst kademesinde de görüldüğünün açık bir göstergesidir. Bizler de bu iradeye sahadan destek veriyor, bir an önce harekete geçilmesini bekliyoruz.

Tersane projesinin doğru planlama ile yeniden gündeme getirilmesi, Taşucu SEKA Bölgesinde belirlenmiş alanda yasal altyapının hazırlanarak, yatırımcıya hazır hale getirilmesi en önemli beklentilerimizdendir. Böyle bir tersane yatırımı yalnızca gemilere değil, geleceğe de hizmet edecektir. Gençlerimize yeni bir istihdam alanı, tedarik zincirine yüksek katma değer, Mersin’e güçlü bir yan sanayi ve Türkiye’ye stratejik bir deniz üssü kazandıracaktır” şeklinde konuştu.

“MERSİN’İ BÜYÜTMEK, TÜRKİYE’Yİ BÜYÜTMEKTİR”

Mersin’de atılacak her adımın; sadece Mersin’i değil, Türkiye’yi daha güçlü, daha dirençli ve daha rekabetçi hale getireceğini ifade eden Atahan Çukurova, açıklamasını şöyle sürürdü; “Çünkü biz biliyoruz ki: Mersin’i büyütmek, Türkiye’yi büyütmektir.

Ve bu büyüme; vizyonla, planlamayla ve kamu-özel sektör dayanışmasıyla mümkündür.

Mersin Deniz Ticaret Odası olarak bizler, bu projelerin hayata geçirilmesi için üzerimize düşen her türlü görevi yerine getirmeye hazırız. Bu vesileyle Sayın Bakanımız nezdinde gerek hükümetimizin gerekse tüm kamu paydaşlarımızın güçlü desteğinin ve öncülüğünün önemini bir kez daha vurguluyoruz.

Bu zirvenin sonuçlarının yalnızca bir rapor değil, eyleme dönüşen bir vizyon belgesi olmasını diliyor, başta sayın Ticaret Bakanımız ve Mersin Valiliğimiz olmak üzere katkı sunan tüm kurumlara, en içten teşekkürlerimi sunuyorum. Mersin yalnızca bir liman kenti değil; turizm, tarım, sanayi ve lojistik gücü ile Türkiye ekonomisinin itici güçlerinden biridir.”