|
|
 |
Tarih : 24.08.2025
E-Mail : |
|
Yüksel EKİCİ
|
VAR!.. YOK!..
|
|
Geçmiş yıllara baktığımızda Mersin hafızalarda hep “yaşanabilecek” bir şehir olarak hatırlanır.
Ekonomide, siyasette, toplumsal yaşamın her alanında hep hoşgörülü, paylaşımcı, katılımcı olmuştur.
Huzurlu.
Mutlu.
Saygılı.
Barışçıl.
Coğrafyası dost.
Toprakları bonkör.
Havası solunur.
Suyu içilir.
Geleceği parlak.
Akdeniz’in incisidir.
Hatta birincisidir.
Çok değil yirmi sene öncedir bu saydığım, övdüğüm, yere göğe sığdıramadığım özellikler.
Şimdi öyle değil.
Köreldi gitti o eski Mersin.
Vizyonsuz yöneticilerin elinde soldu sarardı, pespayeleşti, Abanoz’a düşmüş gibi oldu..
Huzursuz.
Mutsuz.
Saygısız.
Sinirli.
Havası kirli.
Suyu kıt.
Toprağı küskün.
Verimsiz.
Ticareti bereketsiz.
Ne inci, ne de birincidir artık.
Toraman bir köydür.
Her şey herkesindir ama aynı zamanda her şey hiç kimsenindir.
“Kapanın elinde kalır” kafası hakimdir!.
Trafiği akmaz.
Sokağı geçilmez.
Kaldırımında yürünmez.
Sineklidir.
Kokusu burun düşürür.
Yeşili bitmiş.
Limanı kaçırılmış.
Doğası çalınmış.
Beton kutsallaştırılıp, dağı, taşı, suyu, ormanı, denizi, kumu, börtü, böceği yok edilmiştir el birliği ile.
Şimdilik elimizde kala kala tepemizde boza pişiren güneş vardır alamadıkları, çalamadıkları, yok edemedikleri.
Atatürk Parkı eskisi gibi değildir.
İstiklal caddesi yarımdır.
Hastane caddesi dert yüküdür.
Bir pazarı kayıptır.
Yüz yıllık Mersin İdman Yurdu mesela;
Himmete muhtaçtır.
Ne vardır!.
Ne yoktur!.
Sokağa bırakılmıştır resmen.
Aynı şey Mersin içinde geçerlidir bugün.
Varmıdır?.
Yokmudur?.
Yoksa;
Araf’tamıdır!.
**
Sevdiğim Laflar:
“AĞAÇ DEVRİLİNCE MAYMUN KALMAZ!..”
|
|
|
YAZARIN ARŞİVİ |
|
|
|
|
YORUMLAR |
|
|
|
|
YORUM YAZIN |
|
|
|
|